JES’ler Aydın’ı çölleştirdi: Tarımsal ürünlerde yüzde 50 kayıp var

img

AYDIN -  Kızılcaköy'de kurulmak istenen JES kuyularına karşı başlatılan nöbet eylemi sürerken, AYÇEP sözcüsü Mehmet Vergili, kentin su, hava ve toprağı kirlendiğini ve “35 santralin verdiği hava sıcaklığından dolayı incirde yüzde 50, zeytinde yüzde 50, kestanede yüzde 30 ürün kaybı var” dedi. 

Aydın ve ilçelerinde peş peşe kurulan 35 Jeotermal Enerji Santrali (JES) ve yaklaşık bin sondaj kuyusu tarımın rekoltesini düşürdü. Bir yandan da yaşam koşullarının tehdit eden JES’lere halk tepkili. Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköyü'de bir JES firmalarının sondaj kuyuları açmak istediğini aktaran bölge halkı çadır kurarak nöbet eylemine başladı. Sondaj kuyularının açılacağı yerin 3 kilometre uzağında İkizdere Barajı bulunurken, bölgede çok sayıda incir ve zeytin ağacı tehdit altında. 
 
‘JES'E İHTİYAÇ YOK’
 
Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) sözcüsü Mehmet Vergili, kentin JES’lere kurban edildiğini belirterek, JES’lerin Ortaklar, Germencik ve Efeler ilçesinde çok fazla yer aldığı bilgisini verdi. Türkiye’de kurulan JES’lerin yüzde 60’ının kendi bölgelerinde olduğunu vurgulayan Vergili, tarım alanında ürün kaybı yaşandığını söyledi. AYÇEP’in yıllık raporlarına göre, incir ve zeytinde yüzde 50 düşüşün yaşandığını kaydeden Vergili, şöyle devam etti: “35 santralin verdiği hava sıcaklığından dolayı incirde yüzde 50 düşüklük yaşanıyor. Geçen sene 80 bin ton incir elde edilirken bu sene 40 bin ton elde edildi. Zeytinde yüzde 50, İncirin yüzde 50, kestanede yüzde 30 ürün kaybı var. Bütün ürünlerde kayıp var. Pamuk'ta da verim düşüklüğü var. Zeytin koruma yasası var. Yasaya göre zeytin bölgesinde JES’ler yapılamaz. Ama ne yazık ki her türlü yasal düzenlemeye rağmen burada JES’ler yapılıyor. 1 milyon 100 bin insanın 70-80 tane şirketin onların tehditlerine maruz bırakıyorlar. Aydın’da 250 bin tarım işçisi insan var. Bu tehditlerden dolayı tarım bölgesi JES enerji ile ihtiyacı yok. Türkiye’nin tarım arazilerine ve geçim kaynaklarına ihtiyacı var. JES’ler yüzünden Aydın’da su, hava ve toprak kirletilerek toprak çölleşmeye başlıyor. Bir süre sonra zeytin ağaçları kurumaya başladı.”
 
‘SAĞLIK KAYIPLARI YAŞANIYOR’
 
JES’lerin kurulumunda yaşam alanlarının göz ardı edildiğini dile getiren Vergili, JES’lerin halk için bir sağlık problemi olduğunu da sözlerine ekledi. Vergili, JES’lerin zehir saçtığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar sağlığından dolayı gün geçtikçe büyük bir kayıp yaşanıyor. JES’lerden dolayı biyolojik çeşitlilik gün geçtikçe daha büyük zararlar görmeye başlıyor. Havada kurt ve kuş popülasyonu bitiyor. Derelerde kurbağa sesine hasret kaldık. Aydın’da binlerce kuyu açıldığında aynı korku filmlerindeki gibi hayalet şehir olarak ortaya çıkacak. Giderek dünya nüfusu artıyor. Bu dünya nüfusuna işte temiz su, toprak besin lazım. Bu besinler şimdi kirlikten ürünlerden ağır metali sulardan üretildiğinden dolayı insanlar kanser oluyor. Yani yediğimizden ve içtiğimizden sorun olacaktır.”
 
‘BÜYÜK TEHLİKELER BEKLİYOR’
 
Kızılcaköylülerin 40 gündür JES’lere karşı eylemde olduğuna dikkat çeken Vergili, İkizdere barajında yapılmak istenen JES’in içme suyunu etkileyeceğini söyledi. Vergili, şu bilgileri paylaştı: “Bir santral bir kuyu Aydın Efeler ilçesini kaldırmaz. Mevcut santrallerin havaya ve suya verdiği zarar ortadadır. Yenisi açılmasın istiyoruz. Kızılcaköy halkı JES zararlarını bildikleri için eylem yapıyor. Kızılcaköy Aydın halkının sesi soluğu oldu. Bizde elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Biz halkımızın havasının suyunun ve yaşam haklarının elinden alınmasını istemiyoruz. Bunun için bütün yetkililer görevlerine çağırıyoruz. İnsan yaşamından daha kıymetli hiçbir şey yoktur. Ölüme çare yok. Aydın bitiyor. Aydın’ı büyük tehlikeler bekliyor.”
 
 ‘MECLİS ÖNÜNE ÇADIR KURARIZ’
 
Mahalleli Leyla Çiyanşen da, topraklarına sahip çıkacaklarını dile getirerek, JES’e izin vermeyeceklerini söyledi. Bütün köy kadınlarının yağmur, çamur demeden nöbet tuttuklarını aktaran Çiyanşen, şunları dile getirdi: “Bizim topraklarımızda İncir, zeytin, kestane altın değerindedir. Verimli topraklarımız var. Verimli topraklarda JES yapılmaz. Bizim binlerce dönüm arazimiz yok. Toplam 5 ile 10 dönüm ile insanlar çoluğunu çocuklarını okutmaya ve büyütmeye çalışıyor. Evimizi geçindirmeye çalışıyoruz. Biz çiftçilik yapmak istiyoruz. Üreterek yaşamak istiyoruz, üretim yaparak geçimimiz sağlıyoruz. Arazilerimize kimse dokunmasın. Yetkililer çok sessiz, duyurmaya ve bağırmaya devam edeceğiz. Gerekirse Meclis önüne çadır kuracağız. Topraklarım dedemin dedesinden kalmadır. Bir nesil o topraklarda yetişiyor ama JES gelip el koyuyor. Biz ayağımızın altındaki toprağı vermeyeceğiz.”
 
‘DAHA ÖNCE SUSUYORDUK’
 
Mahallelilerden Zehra Doğrul da, JES’lere karşı bütün yetkililerin ayağa kalkması gerektiğini ve ovanın dalında bal aktığını ifade etti. Doğrul, “’Köylü milletin efendisidir.’ 64 yaşındayım ve 64 yıldır bu topraklarda üretim yapıyorum. Hiç malım yok ama çocuklarımın, torunlarımın geleceği için yaşıyorum. Önce sağlığım olsun sonra üretim. Bu şehrin her yerini yediler bitirdiler. Var olan JES bu kadar zarar veriyorsa yeni kurulacak olanla Aydın tamamen yok olacak. Daha önce JES yapılıyordu biz susuyorduk. Sonra baktık sıra bize geldi malımıza el koyup alacaklar, bizi zehirleyecekler, biz de ayaklandık. Biz havamıza, suyumuza ve toprağımıza sahip çıkacağız. Bizi uyardılar, artık dikkat ediyoruz” diye konuştu. 
 
MA / Ruken Demir