Yangını söndürmeye giden gönüllüler: Dersim geleceğimizdir

img

DERSİM - Dersim’de devam eden orman yangının söndürebilmek için canları pahasına yasaklı bölgeye giden gönüllüler, "Dersim geleceğimizdir" diyerek var güçleriyle yangını söndüreceklerini belirtti. 

Dersim’in Hozat ilçesi Aliboğazı mevkiinde yaklaşık 15 gündür havadan ve karadan yapılan bombardıman sonucu çıkan orman yangınları halkın müdahalesiyle kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Birçok bölgede çıkan yangında, binlerce hektarlık alan kül oldu. Orman İşletme Müdürlüğü’nde bir ekip sadece alanda yangının söndürülmesi için gönüllü ekiplerle çalışma yürütüyor. Yangın Hozat, Çemişgezek ve Ovacık üçgeninde sürüyor. 
 
40 yıldır yasaklı olan Aliboğazı bölgesine giden yurttaşlar canları pahasına yangını söndürmeye çalıştı. Yangına müdahale için ilk kez müdahaleye giden yurttaşlar, hem doğalarının yakılarak kül olmasına hem de yıllarca bölgeye girememenin üzüntüsünü bir arada yaşadı. 
 
'DEVLET PROJESİDİR'
 
Dersim'de 1990'lı yıllarda köylerin yakıldığı dönemden bu yana orman yangınlarının yaşandığını belirten Dersim Araştırmalar Merkezi (DAM) Yönetim Kurulu Üyesi Selman Yeşilgöz, “Bu bir devlet projesidir. Halkı yerinden yurdundan etmek, bölgeyi insansızlaştırmak için uygulanan bir politikadır" dedi. 
 
Tunceli Valiliği’nin bölgeden orman yangını olmadığı yönündeki açıklamasına da tepki gösteren Yeşilgöz, yapılan açıklamayla insanlarla adeta dalga geçildiği ifade etti. Yeşilgöz, ormanların yakılmasının aynı zamanda doğal ortam, ekolojik sistem, bitki türlerin ve yaban hayvanların yok edilmesi olduğunu hatırlattı. 
 
‘HERŞEYİ GÖZE ALARAK SÖNDÜRMEYE GELİYORUZ’
 
Bir bütünen Dersim coğrafyasının yok edilmek istendiğini söyleyen Yeşilgöz, yangının son 3 gündür gönüllü ekiplerin müdahale etmesi sonucu kontrol altına alınmaya çalışıldığını aktardı. Yeşilgöz, şunları dile getirdi: “Dersim geçmişimizin yaşandığı, geleceğimizin yaşanacağı bir bölgedir. Dersim geleceğimizdir. Buranın yok edilmesi canımızı acıtıyor. Yasaklı mayınlı olmasına rağmen her şeyi göze alarak yangını söndürmeye geliyoruz."
 
Sosyal medyada yürütülen çalışmaların anlamlı ancak yetersiz olduğunu dile getiren Yeşilgöz, asıl meselenin Dersim'e gelinerek fiiliyatta bir çalışma yürütülmesi olduğuna dikkat çekti.   
 
‘KENDİ DOĞAMIZI RAHATÇA GEZEMİYORUZ’
 
Helikopterlerin bombalaması sonucu yangının çıktığını söyleyen yaylacı Cömert Göktürk ise, çıkarılan yangının bölgeyi yok etmeye yönelik olduğunu kaydetti. Göktürk, “Güvenlik bölgesi” gerekçesi ile halkın bölgeye gelmesine izin verilmediğini ancak insanların yasağa rağmen kendi çabalarıyla yangını söndürmeye çalıştıklarını söyledi. Korku içerisinde yaşadıklarını ifade eden Göktürk, kendi yurtları olan dağlarda rahatça gezemediklerini ifade etti. 
 
‘CİĞERLERİMİZ YANIYOR’
 
Ormanların bilinçli bir şekilde yakıldığını vurgulayan ekolojist Nadir Bulut ise, yangının günlerdir sürmesine rağmen hala etkili bir çalışmanın yapılmadığını aktardı. Yangınlarda birçok bitki türü ve yaban hayvanların etkilendiğini söyleyen Bulut, şöyle devam etti: “Ormanlarımız bizim ciğerlerimizdir. Gücümüz yetene kadar söndürmeye çalışıyoruz. En az 200 yerde lokal bir şekilde yangın sürüyor. Yasaklı bölge olması bizim için pek bir anlam ifade etmiyor. Doğamız katledildikten sonra hiçbir şeyin bir anlamı yoktur. Doğamız varsa biz de varız. Doğamız yok olunca biz de yok oluyoruz. Doğa katliamlarına son verilsin.”