'Yalnız Efe' 10 yıl direndi ve kazandı

img
İZMİR – Efemçukuru’nda hükümetin acele kamulaştırma kararına karşı 2008 yılından bu yana direnen Ahmet Karaçam, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun son kararı ile arazilerinin kamulaştırılmasına karşı açtığı davayı kesin olarak iptal ettirdi. 
 
İzmir’in temiz su toplama havzası olan Menderes ilçesine bağlı Efemçuru köyünde 2008 yılında Bakanlar Kurulu tarafından TÜPRAG’a ait Efemçukuru Altın Madeni için acele kamulaştırma kararı alınan 35 parselden ikisinin sahibi Ahmet Karaçam, 10 yıllık hukuki mücadelesini kazandı. Altın madenine karşı tek başına dava açan ve bu nedenle “Yalnız Efe” olarak tanınan Karaçam, Bakanlar Kurulu kararının madene verilen ÇED izinlerine karşı açılan davaların devam ettiği bir süreçte alındığını, mülkiyet hakkının da ihlal edildiği belirtmişti. Başbakanlık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise “acele kamulaştırma kararının yasalara uygun olduğunu” ileri sürerek, TÜPRAG şirketi ile beraber madenin çevreye zarar vermeyeceğini öne sürmüştü. 
 
Bakanlar Kurulu kararının iptali için 2008’de başlattığı hukuki mücadelesinde Danıştay 6’ncı Dairesi’nin, Karaçam’ın arazisine acele kamulaştırma yoluyla el konulmasına ilişkin “Kamu yararı var” gerekçesini yeterli görmeyerek, neden acele edildiği ile ilgili gerekçelerin ortaya konmadığına dikkat çekmişti. Danıştay 6’ncı Dairesi’nin kararını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıyan maden firmasının talebini mahkeme oy çokluğu ile reddetti. Böylece karar kesinleşmiş oldu. 
 
‘ÖNEMLİ BİR İÇTİHAT OLUŞTU’
 
Davaya dair bilgi veren yaşam savunucusu ve avukat Arif Ali Cangı, “Ahmet Karaçam ne madenciye ne hükümetin acele kamulaştırma kararına pirim vermedi, toprağını satmadı, 10 yıl boyunca acele kamulaştırma kararına direndi. Kendisine teklif edilen astronomik miktarları reddetti. Zaman zaman tehditler aldı, ama hiç birine aldırış etmedi. ‘Başım musalla taşına konmadan altıncılar benden bir karış toprak alamaz’ dedi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nihayet Karaçam'ın hakkını tescil etti. Onun mücadelesi sadece kendi toprağı için değildi, İzmir’in içme suyunu zehirleyeceği yargı kararı ile sabit madene karşı İzmir’in içme suyu havzalarının korunması ve köyünün topraklarının kirletilmemesi için tek başına çok sayıda dava açtı, mücadelesini on yıldır neredeyse tek başına sürdürdü, toprağını ve yaşam alanlarını koruma mücadelesinde türlü türlü fedakarlıklara katlanarak risk aldı. Bu nedenle iki yıl önce Türkiye Barolar Birliği tarafından Avukat Noyan Özkan çevre ve ekoloji onuru ona verildi. Karaçam'ın acele kamulaştırma iptali davası örnek bir dava. Zira 2008 yılı Ocak ayı içinde el konulabilecek taşınmazlara, el konulamadı. El koyma davasını yürüten Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi, Danıştay'daki davanın sonucunu bekledi. Sonunda önemli bir içtihat oluştu ve Karaçam kazandı. Efemçukuru ve yöresinin, İzmir'in su havzasının korunması mücadelesi kazandı” ifadelerini kullandı.