Yıllardır çobanlık yapan Fatma: Doğayla aramda bağ oluştu

img

BATMAN – İlerleyen yaşına rağmen çobanlık yapmaya devam eden Fatma Kaya, hayvanlar ve doğayla arasında bir bağ oluştuğunu kaydederek, “Annemden öğrendiğim geleneği çocuklarıma taşıyacağım” dedi. 

Bahar aylarının gelmesi ile birlikte koçerler ve sürü sahipleri tuttukları çobanlar ile birlikte yaylaların yolunu tutarken bazı sürü sahipleri kalmaya devam ediyor. Batman'ın Çayüstü (Beda) köyünde yıllardır ailesi ile çobanlık yapan Fatma Kaya (65) da sürüsü ile birlikte kalmayı tercih ediyor. Kaya, her ne kadar Soran Aşireti koçerlerinden olsa da imkânların eskisi gibi olmamasından kaynaklı yüzünü yaylalara çevirmediğini belirtiyor. Köylülere ait yüzü aşkın küçükbaş hayvana bakan Kaya, yıllardır çobanlık yaptığını ve bundan mutluluk duyduğunu dile getiriyor. Çobanlığı ailesinden öğrendiğine dikkat çeken Kaya, bunu çocuklarına miras olarak bırakıyor. 
 
KENDİSİNİ O COĞRAFYAYA AİT HİSSEDİYOR
 
Sabahın ilk ışığında sürüyü otlatmaya götüren Kaya, gün batımına kadar kimi zaman Dicle Nehri kenarında, kimi zaman bir tepe de ya da yamaçta hayvanlarının besleyeceği yol haritasını belirliyor. Kaya günü akşam ettikten sonra sütten kesilmeyen oğlak ve kuzuları yavrularına emzirmek için tekrar köye getiriyor. Kendisine nerelisin diye soran herkese bu zamana kadar dağları ve tepeleri gösteren Kaya, son nefesine kadar da doğanın içinde en iyi bildiği işi yapmaya kararlı.
 
'OTLAR KURUMAYA BAŞLADI'
 
Üç çocuğunun da gözlerinin doğuştan görmediği ifade eden Kaya, “Onlar da benim gibi çobanlık yapıyor. Ben bu mirası annemden, onlar da benden alıyor. Artık eskisi gibi bu dağlarda dolaşmak kolay değil ama her şeye rağmen de bu gelenek devam edecek” dedi. Batman'ın her yerinde petrol kuyusu olduğuna dikkat çeken Kaya, “Artık yağmurda yağmıyor. Bu da yazın iyice zorlanacağımızı işaret ediyor. Daha Nisan ayında otlar kurumaya başladı. Kuraklık nedeni ile bu yıl işimiz zor olsa da biz yine de işimizi yapacağız" diyerek yaşadıkları zorluklara da değindi. 
 
'SÜRÜYÜ HEP KORUDUM'
 
Gün boyunca sürüsünü otlatan Kaya, çıkardığı sesler ile sürüsüne ustaca yön veriyor. Hayvanlarına isim de veren Kaya, bir el işareti ile bütün hayvanları etrafında toplayabiliyor. Kaya, hayvanlarla olan bağını şu sözlerle anlatıyor: "Onlarla artık arkadaş oldum. Bazen sürüye vahşi hayvanlar saldırdığında çoban köpeklerinin devreye girmesini beklemeden, telaşa kapılmadan sürümü korumaya çalışıyorum. Arada sırada yaralananlar oldu ama bir tanesinin kılına zarar gelmemesi için uğraştım.
 
'BU DA BENİM KUZUM'
 
Akşam sürüsünün ses cümbüşü arasında köye dönen Kaya, kuzu ve oğlakların tamamının süt emdiğinden emin olduktan sonra günün yorgunluğunu torunu Elif'i kucağına alarak bitiriyor. Kaya, "Onların kuzuları var benim de kuzum Elif'tir. Ben annemden öğrendim bu işi şimdi sıra da Elif var. O da büyünce bu işi yapacak" diyerek mavi gözlü torununu öpe koklaya evinin yolunu tutuyor. 
 
MA / Metin Yoksu