Doğa Derneği: 'Güvenlik' gerekçesiyle doğa tahribatını tespit edemiyoruz

img

İZMİR - Türkiye’nin dört bir yanında doğa tahribatına karşı mücadele veren Doğa Derneği koordinatörlerinden Dicle Tuba Kılıç, bölge kentlerinde çalışmalarının “güvenlik” gerekçesiyle engellendiğini ve bu nedenle ekolojik tahribatı tespit edemediklerini söyledi. 

Doğa katliamlarına karşı mücadele eden örgütlerden biri olan Doğa Derneği kurulduğu 2002 yılından bugüne binlerce üyesi ve gönüllüsüyle yaşamın benzersiz çeşitliliğini anlamak ve korumak için çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında öğrencilerden köylülere, araştırmacılardan sanatçılara, gezginlerden kuş gözlemcilerine kadar uzanan geniş bir ağdan oluşan dernek, ekolojik yıkımın olduğu her yerde faaliyetlerini sürdürüyor. Rant odaklı faaliyetlere karşı mücadele eden derneğin faaliyet alanlarını ve verdiği mücadeleyi Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç ve Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Itri Levent Erkol anlattı.
 
‘HES'LERE KARŞI MÜCADELE BAŞLATTIK’
 
Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, derneklerinin ilk kurulduğu yıllarda nesli tehlike altında olan canlı türlerine yönelik çalışan teknik bir ekipten oluştuğunu söyledi. Türkiye'nin su politikalarının özellikle de baraj ve sulama projelerinin Türkiye'deki pek çok canlı çeşitliliğini yok eden bir tehdit olarak ortaya çıktığını belirten Kılıç şunları söyledi: “2006'dan sonra özellikle de Türkiye'nin su politikalarına yönelik çalışma kararı aldık. İşte Hasankeyf yok olmasın kampanyası bu çalışmalardan bir tanesiydi. Batı Akdeniz'de Burdur Gölü, İzmir'de Gediz deltasından Gediz Nehri de çalışmalarımızdır.”
 
Yaptıkları çalışmaları bir noktadan sonra teknik bir iş olmaktan çıkarma kararları aldıklarını belirten Kılıç, sanatçılar, akademisyenler, aydınlar ve halkla birlikte bir mücadele ağı örgütlemeye çalıştıklarını ve birçok ismin de kendilerine destek olduğunu söyledi. 
 
'TALANI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORUZ’
 
Bu alanda hukuki mücadele de verdiklerine dikkat çeken Kılıç, derneklerinin Türkiye’de tabana yayılmış bir doğa koruma hareketi olduğunu söyledi. Çevre Etkin Değerlendirme (ÇED) süreçlerine ilişkin mücadele verdiklerini de aktaran Kılıç, “Resmi yazılarımızla bir takım hukuki mücadele veriyoruz ve hukuki mücadelede kolay değil. Bugün bir dava açmak istediğinizde bütün ulusal mevzuata hâkim olmanız gerekiyor. Buna dair elinizde çok ciddi bir veri olması gerekiyor. Ve yeri geliyor Bakanlığın dahi sahip olmadığı verileri ortaya koyabiliyoruz. Mücadelemiz aslında bilimsel olarak inkâr edilemeyecek verilerle bu doğa talanını engellemek yönünde” dedi. 
 
‘ORTAK AMAÇ İÇİN MÜCADELE VERMEK GEREKİR’
 
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde çalışmalarının “güvenlik” gerekçesiyle engellendiğini dile getiren Kılıç, engellemeler nedeniyle bölgede yaşanan ekolojik tahribatları tespit edemediklerini aktardı. Türkiye’nin birçok kentinde HES problemi olduğunu aktaran Kılıç, “Her şehirde HES problemi var. Maden problemi var, hepsinde bakanların yaptığı açıklamalar, sivil toplum hareketlerine yönelik suçlamalarının bile aynı cümlelerden oluşmasına baktığımız zaman şunu görüyoruz; Aslında şu anda doğaya karşı bir mücadele, bir yok ediş için bir araya geliş var” diye ifade etti. Kılıç, doğa talanına karşı bir araya gelenlerin karşısında ortak mücadele için herkesin bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. 
 
‘KÜLTÜRÜ, TÜRKÜSÜ VE MASALIYLA KORUYORUZ’
 
Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Itri Levent Erkol ise, derneğin sadece Doğa’yı değil, kadın, çocuk, ve LGBT haklarını da koruduğunu ifade etti. Kadın cinayetlerine izin verenin de nehirlerin üstüne baraj yapanın da aynı zihniyet olduğunu vurgulayan Erkol, “Doğada olmadığınız, doğanın kültürünü anlamadığımız sürece aslında hiçbir şeyi anlayamazsınız ve koruyamazsınız. Doğayı, içindeki kültürüyle, türküsüyle, hikâyesiyle, masalıyla korumaya çalışıyoruz” dedi. 
 
‘HIZLI BİR YOKOLUŞLA KARŞI KARŞIYA’
 
Torba yasalar ve bir gecede değişen mevzuatlarla doğa talanının hız kazandığını aktaran Erkol, “Milli parklarda -ki korunan alanlardır-  maden aramak petrol aramak artık serbest. Çok hızlı bir doğa yok oluşuyla karşı karşıya. Biz tüm bunlara karşı mücadele ederek bilgiyi yaymaya çalışıyoruz” dedi.