Akkuyu felaketlerin habercisidir

img

MERSİN – Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin inşaatında meydana gelen patlamanın yakın gelecekte yaşanabilecek bir felaketin habercisi olduğu uyarısında bulunan çevre örgütleri, projenin durdurulmasını istedi.

Mersin Akkuyu’da yapımı süren Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) inşaat sahasında 19 Ocak'ta patlatılan dinamitlerden kaynaklı çevredeki çok sayıda ev ve sera zarar gördü. Patlamaya dair Mersin Valiliği  tarafından yapılan açıklamada, patlamanın etkisiyle Büyükeceli bölgesindeki ev ve seralarda meydana gelen zararların tespitine yönelik Zarar Tespit Komisyonu kurulup, patlamaya dair inceleme başlatıldığı kaydedildi.
 
Sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve yurttaşların itirazına rağmen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu ile temeli 3 Nisan 2018’de atılan santralin inşası, zemininde daha önce iki kez çatlaklıklar oluşmasına rağmen devam ediyor. 
 
Çevreciler ise, yol açacağı zararlar nedeniyle nükleer santral inşaatından bir an önce vazgeçilmesini istiyor.
 
'ÜRETİM LİSANSI YOK'
 
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) avukatı İsmail Hakkı Atal, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının hukuken geçerli bir ÇED raporu ve hukuken geçerli bir üretim lisansı olmamasına rağmen devam ettiğini dile getirdi. 
Santralin zeminde meydana gelen çatlakların ve yaşanan patlamaların çevreye verdiği zararların kendilerini tedirgin ettiğini söyleyen Atal, bu yaşananların bile santralin Türkiye için oluşturduğu tehdit konusunda kendilerini doğruladığını ifade etti.
 
'SANTRALLE NASIL YAŞAYACAĞIZ?’
 
Atal, "Yaşananlar oradaki inşaatın ne kadar gelişi güzel, amatörce, büyük tehlikelerle dolu olarak yürütüldüğünün göstergesi. Daha ortada nükleer santral yok, uranyum yok, radyo aktivite yok ama adamlar ortalığı savaş alanına çeviriyor. Ortalığı patlatıp, zıplatıyorlar. Sadece Mersin'i ve Adana'yı değil, bütün Ortadoğu'yu ve Doğu Akdeniz'i radyoaktif kirlenmeye maruz bırakabilecek bir nükleer santral inşa edilecek. Daha bunun inşaatını doğru düzgün yapamıyorlar. Apartman inşaatı yapamayacak yeterlilikte olan bir şirketin yapacağı nükleer santralle biz nasıl yaşayacağız?" diye sordu.
 
Mersin 2'nci İdare Mahkemesi’nde 30 Kasım 2020'de santrale dair görülen davada ‘reddi hakim’ talebinde bulunduklarını ancak mahkemenin herhangi bir karar vermediğini hatırlatan Atal, ‘yürütmeyi durdurma’ talebiyle mahkemeye başvuracaklarını belirterek, halkın güvenliği için santralin iptal edilmesini istedi.
 
'ÇATLAĞI ETKİLEDİ Mİ BİLMİYORUZ'
 
Nükleer Karşı Platformu (NKP) Dönem Sözcüsü Aycan Özkan ise, son bir yıl içinde hiç olmadığı kadar doğaya ve çevreye rant saldırıları olduğuna dikkat çekti.
 
Özkan, “Akkuyu NGS’de yüklenici firma ve onun taşeronları o kadar hoyrat ve fütursuzca çalışmalarıyla daha inşaat halinde bile büyük yıkıma yol açıyorlar. Nükleer santraller kurulma aşamasından kapanana kadar geçen sürede kaza veya arıza olmazsa bile doğada geri döndürülemez felaketlere yol açıyorlar” dedi. 
 
Akkuyu ve çevresinin kaya yapısının tonlarca ağırlığı taşıyacak özellikle olmadığının altını çizen Özkan, şunları söyledi: “Nükleer santrallerin potansiyel tehlike olmasından kaynaklı ne ülkemizde ne de dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santraller kurulmamalıdır. Son yaşanan patlama zaten var olan temel çatlağını genişletmiş mi, etkilemiş mi bilmiyoruz. Ancak nükleer santraller varlığı nedeniyle tehlikedir ve yasaklanmalıdır. Nükleer santral sadece Mersin'e değil, hiçbir yere yapılmamalıdır.”
 
‘FELAKETLERİN HABERCİSİ’
 
Mersin Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Sabahat Aslan da, nükleer santral inşaatı sırasında patlatılan dinamitlerin hem gürültü kirliliğine hem de yer sarsıntılarına neden olduğunu belirtti.
 
Patlamalardan kaynaklı bölge halkının sürekli tedirgin halde olduğunu dile getiren Aslan, “Mersin halkı eğer ciddi şekilde mücadele etmezse, santralin kurulumunu engellemezse inşaat bitimine kadar hep tedirgin yaşayacak. Yöre halkı patlayan dinamitlerden dolayı tedirginlik yaşıyor fakat NGS faaliyete başladığı zaman asıl tedirginlik o zaman başlayacak. Çoğu insan bölgeyi terk etmek zorunda kalacak. Yöre halkı ile yaptığımız konuşmalarda her gün tedirgin olduklarını ifade ediyorlar. Hükümetin insanları bu kadar tedirgin etmemesi ve bu projeyi sonlandırması gerekiyor. Şuan ki hali yakın gelecekteki yaşanabilecek felaketin habercisidir” diye konuştu.
 
Aslan, nükleer santral sahasının fay hatlarına çok yakın mesafede olduğuna da dikkat çekti. Aslan, Akkuyu NGS’nin yapıldığı zeminin çok yumuşak yapıda olduğunun bilim insanları tarafından tespit edildiğini ve bundan dolayı inşaat yapıldığı zaman temelde çatlaklıklar meydana geldiğini kaydetti.
 
BAHÇE DUVARI GİBİ TAMİR 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü İhsan Derinöz ise, yaşanan patlamanın yol açtığı hasara dair şu bilgileri paylaştı: “Patlama sonucu yakındaki yerleşim yerinde ve sahildeki yazlık sitelerin çoğunda hasar meydana geldi. 86 evde çok ciddi hasar tespit edildi ve bir kişinin de yaralandığı belirtildi. Bu inşaat başladığından bu yana bölge halkı sürekli tedirgin. Patlamalardan ve benzer durumlardan kaynaklı olarak kaygılılar.” 
 
Parti olarak nükleer enerji santrallerine karşı olduklarının altını çizen Derinöz, “Bunun olmaması gereken bir proje olduğunu söylüyoruz. Nükleer santral gibi yüksek teknoloji gerektiren inşaatta bile birden fazla beton çatlağı yaşandı. Bu çatlaklıklar sanki bir bahçe duvarında yapılan tamir gibi üzeri kapatılarak inşaat sürdürülüyor. İlerde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilecek bir durumda. Dolayısıyla bu boynun neden eğri meselesi değil, bu devenin her tarafı eğri felsefesiyle bu projenin başından beri yanlış olduğunu ve hızla projenin durdurularak iptal edilmesini istiyoruz” dedi.
 
MA / Ömer Akın- Hamdullah Kesen