Hasankeyf'ten seslendiler: Geç değil 2019-06-08 15:31:58 BATMAN - Üçüncü Hasankeyf Küresel Eylem Günü nedeniyle ilçede bir araya gelen çevre örgütleri temsilcileri, "Hasankeyf için geç değil" diyerek mücadele çağrısında bulundu.    Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeni ile sular altında bırakılmak istenilen Hasankeyf'te 3’üncü Hasankeyf Küresel Eylem Günü nedeniyle basın açıklaması düzenlendi. Hasankeyf Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde düzenlenen açıklamaya, İngiltere İşçi Partisi ve Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Komite üyesi Julie Ward, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve Batman Belediyesi Eş Başkanları Songül Korkmaz ve Mehmet Demir, HDP Batman İl Örgütü ve Eğitim Sen yöneticileri destek verdi. "Hasankeyf kültürümüz Dicle doğamız!" pankartının açıldığı açıklamayı ise çok sayıda gazeteci izledi.    ERDOĞAN'A SESLENDİ   Eylemde konuşan Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Komite Üyesi Julie Ward, 12 bin yıllık Hasankeyf'in yok edilemeyeceğini, bunun için de mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Ward, "Geçmişi bilmek, daha önce burada kimin olduğunu bilmek bizim kimliğimizin ve çoğulcumuzun yansımasıdır ve bu bizim geleceğimizdir. Buranın yok olması kültürlerin yok olması anlamına gelir. 12 bin yıl boyunca burada 9 uygarlık yaşadı, hepsi de Hasankeyf'i yaşatmak için buradaydı" dedi. Ward, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, "Erdoğan'a Hasankeyf için bir mektup yolladım. Mektubumda buranın yok edilmemesi gerektiğini söyledim. Avrupalı bir parlamenter olarak da bir cevap almayı hak ediyorum" diye konuştu.   'KENDİLERİNE AİT OLMADIĞI İÇİN Mİ?'   Batman Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Demir ise Hasankeyf'e karşı var olan sessizliğin manidar olduğunu ifade ederek, Hasankeyf'i sular altında bırakacak barajın enerji ve istihdam için olmadığına vurgu yaptı. Demir, "Türkiye kendilerine ait olmayan bir hafızanın hatırlanmaması için mi bu girişimleri yapıyor? Yapılanlar ile biz bu sonuca varıyoruz. İnsan kendine ait olan mirası bütün varlığını ortaya koyarak sürdürmek ve korumak ister. Biz tüm faktörleri göz önüne alarak bu mirasın korunmasını talep ediyoruz" dedi.    'DÜŞMAN SİYASETİNDEN VAZGEÇİN'   HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran da Hasankeyf'te binlerce kişinin daha önce mücadele ettiğine dikkat çekerek, mücadelenin sürmesi için aydınlara ve aktivistlere seslendi. UNESCO kriterlerine uygun olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Hasankeyf için başvuru yapmamasını eleştiren Başaran, "Kürt halkının mirasına ve halkına karşı yaptığınız düşman siyasetinden vazgeçin. Tüm kuruluşlara yeniden sesleniyoruz. Oluşturulan vahşete dur deyin. Gelin hep beraber tarihimize sahip çıkalım" diye konuştu.     SAZLIKLAR RİSK ALTINDA   Başaran'ın ardından ise basın açıklamasını kurumlar adına Zozan Şimşek okudu. Yaklaşık 20 yıldır Hasankeyf için bir mücadelenin sürdüğüne vurgu yapan Şimşek, mücadelenin bugün de devam ettiğini söyledi. Yapılan mücadele ile 3 kez projenin durdurulduğunu hatırlatan Şimşek, "Ilısu Projesi baştan sona yanlış ve yıkım getiren bir projedir. Devlet yetkililerinin iddia ettiği 'yereldeki topluma sosyo-ekonomik yararı' olacağı tamamen bir aldatmacadır. Başta Hasankeyf olmak üzere Yukarı Mezopotamya bölgesinin önemli bir kültürel miras alanını sular altında bırakacağı gibi, 80 bin kadar insanı yoksulluğa sürükleyecek ve halen çok önemli bir biyo-çeşitliliğe sahip Dicle Vadisi’nin yok olmasını beraberinde getirecektir" dedi. Baraj ile birlikte Irak'ın tarımının olumsuz yönünde de etkileneceğini dile getiren Şimşek, "UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan ve Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı olan Mezopotamya sazlıklarına ulaşan suda ciddi azalma, bu risklerin en başında gelmektedir" diye kaydetti.    'HAFIZASI OLMAYAN YERLEŞKE İNŞA EDİLDİ'   Dicle Nehri ile bütünleşen kültürel ve doğal miras alanı olan Hasankeyf’in güvenlikçi ve temeli olmayan ekonomik çıkarlar sonucunda geri dönülemez çok boyutlu yıkımlara maruz bırakıldığını belirten Şimşek, "Taşıma sürecinde kültürel varlıklar fiziki anlamda zarar görmüş ve yüzyıllardır taşıdığı anlamı kaybetmiştir. Proje kapsamında doğal vadi ve tarihi mağaralar milyonlarca metreküp dolgu ile doldurulmuş, kayalar patlayıcılarla düşürülmüş ve restorasyon adı altında tahribatlar yapılmıştır. 12 yıldır aralıksız bir şekilde birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarih ve kültürle şekillenen tarihi Hasankeyf’in yıkımına dönük politikaların devamı olarak yeni diye tabir edilen fakat hafızası olmayan bir yerleşke inşa edilmiştir" dedi.    Şimşek, UNESCO’nun, belirlediği 10 kriterden 9’una sahip Hasankeyf’teki yıkıma sessiz kaldığını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), kültürel mirasın korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamına girmediği yönünde karar verip yıkımın suç ortağı olduğunu söyledi. Şimşek, "Hasankeyf için geç değildir! Bu dünyada inşaatı biten ve faaliyete geçmeyen baraj, nükleer santral ve başka projeler var. Oralarda son ana kadar mücadele etmiş ve kazanımlar elde etmiştir. Bizim de bu mücadeleyi başarıya ulaştırmamız için herkesi ve her kurumu yanımızda durmaya davet ediyoruz" diyerek sözlerine son verdi.