3'üncü Havalimanı ve Kanal İstanbul Yeniköy’de yaşam alanı bırakmadı 2018-06-09 09:08:40 İSTANBUL - İnşaatı için 2 milyondan fazla ağacın kesildiği 3'üncü Havalimanı, Yeniköy’ü nefessiz bıraktı. Arazileri habersiz bir şekilde istimlak edilen Yeniköylülerin şimdi de başı Kanal İstanbul Projesi ile dertte. Yeniköylüler, “Tarım ve hayvancılığı bitirdiler” diyor. İstanbul’da AKP’nin 16 yıllık iktidarı boyunca imza attığı yüzlerce proje, sosyo-kültürel ve ekolojik yıkımı da beraberinde getirdi. Bu durum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz” sözleriyle itirafa dönüşürken, yapımı devam eden 3’üncü Havalimanı ve henüz proje aşamasında olan Kanal İstanbul, kentin tek nefes aldığı Kuzey Ormanları’nı yok etmeye devam ediyor. Küçükçekmece Gölü’nden başlayıp Arnavutköy’den Karadeniz’e ulaşacak olan Kanal İstanbul, faaliyete geçtiği takdirde dibinde çok az oksijen bulunan Marmara Denizi’nin oksijensiz kalacağı bir ortam oluşacak. Yine güzergahında bulunan ve İstanbul’un içme suyunu karşılayan Terkos başta olmak üzere birçok baraj da ya yok olacak ya da içme suyu özelliğini kaybetmeyle karşı karşıya kalacak.    2 MİLYONDAN FAZLA AĞAÇ KESİLDİ    Yapımı şu an devam eden ve şimdiden çok sayıda sorunu kendisiyle birlikte getiren 3’üncü Havalimanı için 2 milyondan fazla ağaç kesildi. Kuş göç yolları üzerinde bulunduğundan kaynaklı bu durum, habitat değişikliğine neden olması, inşaatı sırasında stresli ortam yaratması, taş ocağı, taş, mıcır, kum gibi gereksinmelerden ve hafriyat kamyonlarından kaynaklanan tozların bölgeye yayılması, su kaynaklarına olan etkisi ve ormansızlaşmaya neden olması bölge flora ve faunasında geri dönüşü mümkün olmayan olumsuz ekolojik etkiler bırakıyor.    ORMAN DERYASI YERİNİ ÇIPLAK ARAZİYE BIRAKIYOR   3’üncü Havalimanı’nın inşaatını, yarattığı tahribatı ve Kanal İstanbul Projesi’nin Karadeniz’e döküldüğü yeri görmek için yönümüzü Eyüp ve Arnavutköy’e bağlı köylere veriyoruz. İlk durağımız Eyüp’e bağlı Göktürk Mahallesi oluyor. Havalimanı inşaat alanına yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta ve ormanların içinde bulunan Göktürk’ten havalimanına doğru giderken, “İstanbul nefessiz bırakılıyor” söyleminin bir an olsun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bir anda orman deryası yerini ağaçların kesildiği çıplak arazilere bırakıyor. Havalimanı bağlantı yolları için yüzlerce hafriyat kamyonu, dozerlerin ve iş makinalarının çalıştığı arazilerde bir yandan ağaçlar kesilirken, diğer yandan yol yapımı için kazılan topraktan çıkan tozlar etrafa yayılıyor.     Toz bulutları içinde vardığımız 3’üncü Havalimanı’nda ise manzara daha korkunçtu. 76,5 milyon metrekarelik alanda yapılan havalimanı için uzmanlar 2 milyondan fazla ağacın kesildiğini söylüyor. Tamamen ağaçlardan arınmış inşaat alanın sonunu gözle görmek mümkün değil. “İşçi mezarlığı” olarak da adlandırılan havalimanı şantiyesinde iş makinalarının çıkardığı gürültü ise bir an olsun eksik olmuyor.    'GECE UYUYAMAZ DURUMA GELDİK'   İş makinalarından yükselen sesler eşliğinde havalimanı inşaatını daha iyi görüntülemek için Arnavutköy’e bağlı Yeniköy Mahallesi’ne gidiyoruz. Mahallede bizi ilk karşılayan iş makinaları oluyor. Devasa iş makinalarının hiç durmadığı mahallede yurttaşların sessiz bekleyişlerini anlamak için oruç nedeniyle kapalı olan kahvehanenin önünde oturanlarla sohbet ediyoruz. “Eskiden mahallemiz sessizdi. Huzur vardı. Şimdi ise gördüğünüz gibi toz bulutları ve sesten gece dahi uyuyamaz duruma geldik” diyen mahalle sakinleri, tekrar sessizliğe bürünüyor. Mahalle meydanından dolaşan iş makinalarının yanında gürültüsünü burada duyduğumuz havalimanı inşaatında çalışan araçların çıkardığı gürültünün 24 saat boyunca sürdüğünü öğreniyoruz.    HABER VERİLMEDEN ARAZİLER İSTİMLAK EDİLDİ    Yeniköy sakinlerinin yaşadığı sıkıntı sadece bunlarla sınırlı değil. Çünkü Kanal İstanbul Projesi’nin Karadeniz’e bağlandığı yer de bu mahallenin dibinden geçiyor. Hem Kanal İstanbul hem de havalimanı nedeniyle binlerce dönümlük arazi istimlak edilmiş. Mahalle sakinleri, arazilerinin istimlak edilmesini ise kendilerinden habersiz hesaplarına yatırılan paralardan öğrendiklerini ifade ediyor. Ancak Osmanlı döneminden kalma tapuları olan yurttaşların arazileri için ise hiçbir ödeme yapılmıyor.    'HAYVANLARI OTLATACAK ARAZİ KALMADI'   Bu yurttaşlardan biri olan Bora Dayılar, yaşadığı mağduriyet için mahkemeye başvurduğunu ancak henüz hiçbir sonuç alamadığını dile getiriyor. Yaşadıkları mahallede çiftçilik yaptıklarını ancak topraklarının elinden alınmasının ardından hiçbir şey yapamadıklarını sözlerine ekleyen Dayılar, “Hayvanları otlatmak için yeşil arazi kalmadı. Yaşım 32 bu saatten sonra ne yapacağım, kendime ve çocuklarıma nasıl bir gelecek öreceğim? 3’üncü Havalimanı yapıldığı zamandan beri buraların yapısı bozulmuş durumda. Havalimanı inşaatı başladığında 110 baş hayvanımız vardı. Şimdi yok. Yakında da hayvancılık sektöründe silinip gideceğiz. Havalimanın yapılmasıyla arazilerimiz elimizden alındı ve tarım burada bitti. Hayvancılık ise çok düştü. Kanal İstanbul da yapılırsa hayvancılık tamamen biter” diyerek yaşadıkları durumu özetliyor.    TEK AĞAÇ DAHİ YOK    Kendilerine ne olacağına dair kimsenin bilgi vermediğini ve ne yapacaklarını bilmediklerini ifade eden mahalle sakinlerini geride bırakıp Kanal İstanbul Projesi’nin döküleceği yere doğru yol aldık. Kanalın ağız kısmı olarak ifade edilen yer havalimanı inşaatı ve köy arasında kalan bir vadi. Daha önce ağaçlarla kaplı olan vadide ilk ağaç kesimi vadinin denize yakın olan kısmında kurulan Linyit Maden Ocağı tarafından yapıldığını öğreniyoruz. Linyit Maden Ocağı “Kanal gelmeden ne kadar maden çıkarsam o kadar kardır” hesabıyla hummalı çalışırken, vadinin daha iç kesimlerdeki ağaçlar ise havalimanı inşaatı nedeniyle kesilmiş. Bölgede tek ağaç dahi görmek ise mümkün değil.    HAYVANLARA YAŞAM ALANI BIRAKILMADI   Kanal yatağını gezdikten sonra Yeniköy’e giderken, yol ortasında bir yılan görüyoruz. Kesilen ağaçlar nedeniyle vadide hayat bulamayan yılan köy içinde bulunan birkaç ağacın bulunduğu alana doğru gidiyordu. Biraz daha ilerlediğimizde aynı şekilde bir köstebeğin de köye doğru gittiğini gördük. Bu durumu sorduğumuz mahalle sakinleri ise, “Hayvanlara yaşam alanı bırakmadıkları için onlar da yönlerini köye veriyorlar. Ağaçların kesilmesiyle çok sayıda hayvana köy içinde rastlamak mümkün” diyerek durumu açıklıyor.   MA / Muhammet Doğru - Sadık Topaloğlu