Hava kirliliği her yıl 32 bin 500 insanın yaşamına mal oluyor! 2018-02-05 09:03:10 İZMİR - Türkiye’de artan hava kirliliği nedeniyle her yıl 32 bin 500 insanın yaşamını yitirdiğini söyleyen ekolojist Erol Çırak, kirlilik nedeniyle sağlıklı kalabilme olanağının ortadan kalktığını dile getirdi.  Türkiye’de hava kirliliğinin artmasına karşı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından Ocak ayı içinde yayınlanan raporda, 2017 yılında sadece 6 kentin hava değerleri standartlara uygun oranlarda çıktı. Hava kirliğinin yüksek dereceli olduğu kentlerin başını sırasıyla İstanbul, Ankara, Adana, Amasya ve Manisa çekerken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı  Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’nın verilerine göre ise, hava kirliliği değerlerinin önceki yıllarda uygun olduğu kentler arasında yer alan İzmir’in havası “sağlıksız" düzeyin bir alt kademesi olan "hassas" oranda ölçüldü.   Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’nın verileri kentin ağır sanayi bölgeleri olan Aliağa ve Menemen ilçelerini kapsamazken, yıllardır söz konusu ilçelerin hava değerlerinin kamuoyuyla paylaşılmaması tartışma konusu. Bakanlığın açıklamadığı verilere karşı önceki yıllarda 18 sivil toplum örgütünün yaptığı çalışmayla özellikle Aliağa bölgesinde hava kirliliği oranlarının Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) sınır kabul ettiği oranın 3 katı olduğu ortaya çıkmıştı.     'ALİAĞA’DA 4 MEVSİM KİRLİLİK’     Ekolojist Erol Çırak, hava kirliliğinin insan sağlığı ve yaşamı üzerindeki etkisinin her yıl bir önceki yıla oranla daha etkili hal almaya başladığını belirtti. Çırak, hava kirliliğinin başlıca sebeplerinin sanayileşme, trafik ve kalitesiz kömür kullanımı olduğunu söyledi. İzmir özelinde yapmış oldukları incelemelerde deniz kıyılarına oranla iç kısımlarda hava kirliğinin daha fazla yaşandığını dile getiren Çırak, ağır sanayi bölgesi olarak bilinen Aliağa’da 4 mevsim kirlilik yaşandığını ve kirlilik değerlerinin diğer bölgelere göre daha fazla olduğunu söyledi.    'HER YIL 32 BİN İNSAN HAVA KİRLİLİĞİNDEN ÖLÜYOR’   Kentlerde yükselen gökdelenlerin hava sirkülasyonuna engel olduğu için hava kirliliğinin artmasına neden olduğunu ifade eden Çırak, kirliliğin yarattığı ortamda insanların sağlıklı kalabilme olanağının ortadan kalktığını aktardı. Kirli havanın sağlıksız bir toplumu da beraberinde getirdiğine vurgu yapan Çırak, “Hastalıklar insan enerjisini sömürür. Havanın sağlıksız oluşu, insanı sağlıksız hale getiriyor. Şöyle bir istatistik veriyi paylaşabilirim; Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2017 yılında hava kirliliğine bağlı hastalıklardan ölen sayısı yaklaşık 32 bin 500 diye ifade ediliyor. Bu çok ciddi bir olaydır. Yani 80 milyonluk bir ülkede 32 bin kişinin sırf kirli havadan buna bağlı hastalıklardan ölmesi herhalde hava kirliliğinin ne kadar insan için önemli olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla, insanı öne alacak şehircilik politikaları ve bu kirliliği artıracak unsurları asgariye indirecek tedbirleri almak önemlidir” diye konuştu.    ‘HAVA KİRLİLİĞİ DEYİP GEÇMEMELİYİZ’   Bütün ülkelerde kava kirliliğine karşı tedbir alınması gerektiğinin altını çizen Çırak, Çernobil faciasını hatırlatarak şöyle devam etti: “Karadeniz’de özürlü doğumlar ve genç ölümler yaşandı. Çernobil bir faciaydı; ancak alınmayan önlemlerden doğan bir faciaydı. Hava kirliği, toprak ve su kirliliği yaratıyordu. O faciada binlerce insan öldü ve daha sonra binlerce insan sakat doğdu. Hava kirliliği deyip bir kelime ile geçemeyiz. Bir toplumun sağlıklı bir geleceğinin olmasını istiyorsak hava kirliliğine ve doğa tahribatına karşı mücadele etmeliyiz. Doğayı kirletici projelerden vazgeçmeliyiz” dedi.    MA / Ruken Demir