ANKARA - Kazanımlarına yönelik ciddi saldırıların yaşandığı 2019 yılında kadınlar sokaklarda taleplerini haykırdı. Kadınlar yıl boyunca şiddete, taciz-tecavüze, kayyıma, yasal düzenleme adı altında haklarının yok edilmesine karşı isyanı büyüttü.
Eşit işe eşit ücret ve 8 saatlik çalışma talebiyle 8 Mart 1857 tarihinde direnişe geçen ve özgürlük için yaşamlarını ortaya koyan kadınların mücadelesi bir bayrak gibi tüm dünyada elden ele dolaşıyor. 1910 yılında Kopenhag'da 2'nci Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda Clara Zetkin'in önerisi üzerine bu tarih Amerika'da grev sırasında çıkan yangında ölen işçi kadınların anısına "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" 1975 Dünya Kadınlar Yılı'nda, Birleşmiş Milletlerin (BM) kadın konferansında alınan kararla da "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul edildi.
8 Mart özgürlük, eşitlik istemleriyle simgeleşen bir gün olsa da yılın her günü kadınlar mücadeleyi büyütüyor. Türkiye'nin kuruluş yıllarında başlayan örgütlenmeler, 1968 kuşağındaki öncü rolleri, darbelere karşı geliştirilen mücadele, 1980 askeri darbesi sonrasında sokağa ilk çıkanlar kadınlar oldu.
Olağanüstü Hal sürecinde kadın örgütlülüğüne yönelik darbelerin arttığı bir ortamda direnmeye devam eden kadınlar 2019 yılında da şiddete, cinayetlere, var olan haklarının gasp edilmesine karşı alanlarda oldu. Geçtiğimiz bir yıl içinde öne çıkan kadın cephesindeki gelişmeleri derledik.
KATLİAMLARA KARŞI KADINLAR ALANLARDA
2019 kadın cinayetlerinin son 10 yıla göre en yoğun yaşandığı yıl oldu. 474 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. 2020 yılının ilk ayında ise 27 kadın katledildi. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre ise son 5 yılda 1 milyon 15 bin 337 kadın şiddete uğradı, bin 890 kadın yaşamını yitirdi.
HER YERDE ‘YAŞAMAK İSTİYORUZ’ EYLEMLERİ
Bu kapsamda, 2019 yılında Hakan İsmail Hikmet adlı erkek tarafından katledilen araştırma görevlisi Ceren Damar, Kırıkkale'de kızının önünde eski eşi Fedai Baran tarafından katledilen ve “ölmek istemiyorum” feryadıyla hafızalarda yer edinen Emine Bulut, Eskişehir'de boşandığı eşi Yalçın Özalpay'ın saldırısı sonucu ağır yaralanan ve 23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen korunamayan Ayşe Tuba Arslan ile Ordu Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ceren Özdemir'in evinin önünde tanımadığı bir erkek tarafından öldürüldü. Katledilen her bir kadınla birlikte kadınlar sokaklara aktı, adliye koridorlarında katillerin yargılanması için mücadele etti. Cinayetlerin münferit olmadığını, politik olduğunu söyleyen kadınlar isyanlarını yükseltti.
“Yaşamak istiyoruz”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganlarıyla gerçekleştirdikleri eylem ve etkinlikleri 2019 yılına damgasını vurdu.
KADINLARIN HUKUK MÜCADELESİ
Kadınların her duruşmasını takip ettiği ve kadına dönük cinayet ve şiddete ilişkin duyarlılık çağrısı yaptığı kadın katliamı duruşmalarından Ceren Damar’ı katleden Hakan İsmail Hikmet ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Emine Bulut’u katleden Fedai Varan ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ceren Özdemir'in katili Özgür Arduç da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 2018 yılında bir plazanın 20'nci katından atılan Şule Çet'in ölümü intihar gibi gösterilmeye çalışılsa da ailesi ve kadınların mücadelesiyle sanık Çağatay Aksu'ya müebbet hapis ve 12 yıl 6 ay hapis, Berk Akand’a da 18 yıl 9 ay hapis cezası verdi.
AKP’Lİ İKİ İSMİN EVİNDEKİ ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ
2019 yılında AKP’li Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir şekilde ölen Nadira Kadirova cinayeti ise hala aydınlatılmayı bekliyor. Elazığ’da gazeteci Yeldana Kaharman AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın evine gittikten bir gün sonra şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Kaharman’ın ölümünden önce tecavüze uğradığı belirtilirken iddiaların odağında AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar ve babası Mehmet Ağar var.
KRİZE, SAVAŞA, ŞİDDET VE EŞİTSİZLİĞE KARŞI
Kadınlar, 2019 yılının 8 Mart'ında “Krize, savaşa, eşitsizliğe” karşı örgütlenme, dayanışma ağlarını örme mesajlarıyla alanlarda bulundu. Birçok kentte, yapılan 8 Mart eylem ve etkinliklerinde katledilen kadınların fotoğrafları alanlarda yerini aldı. Kadınlar alanlarda en güçlü katılımla yaşanan krize, savaşa, eşitsizliğe karşı dayanışma ve örgütlenme mesajlarıyla yerlerini aldı.
ONBİNLERİN KATILDIĞI FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ
On binlerce kadının katıldığı İstanbul Taksim’deki 17’nci Feminist Gece Yürüyüşü, 2019 yılına damgasını vuran etkinliklerden biri oldu. Polisin müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen kadınlar ezan üzerinden karalanmaya çalışıldı.
CİNSEL ŞİDDETE KARŞI KAMPANYA: #ÖYLEDEĞİLBÖYLE
Aralarında kadın sanatçılar, cinsel şiddete dikkat çekmek için sosyal medyada #öyledeğilböyle kampanyası başlattı. Kampanyaya, oyuncular, Tülin Özen, Ceren Moray, Berrak Tüzünataç, Hasibe Eren, Esra Dermancıoğlu, Laçin Ceylan, Seyhan Arman, Ayça Damgacı da destek verdi.
BEYAZ TÜLBENTLİLER MECLİS’TE
2019 yılının önemli gelişmelerinden biri de PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in öncülüğünde başlayan açlık grevi oldu. Tüm cezaevlerine yayılan eyleme destek amacıyla dışarıda dönüşümlü açlık grevi başlatan kadınlar sonra da eylemlerini cezaevi önlerine taşıdı. Beyaz tülbentli anneler polisin saldırısı, baskısına rağmen alanları terk etmedi. Beyaz Tülbentliler, iktidarın açlık grevlerine karşı sessizliği oynamasına karşı eylemlerini Meclis’e taşıyarak ve 5 gün boyunca Meclis’te oturma eylemi yaptı.
KADINLARDAN ŞİDDETE KARŞI MOR EYLEM
Diyarbakır’da avukat Müzeyyen Boylu, Merve Ünal ve Aygül Günler yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. Merkezi Diyarbakır’da bulunan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, şiddete dikkat çekmek amacıyla, kentteki binalara, işyerlerine ve arabalara, mor ve siyah kurdele ile eşarp bağlama kampanyası başlattı. Değişik kesimlerden kadınların katıldığı kampanyada önce kentin değişik noktalarındaki billboardlara kadına yönelik şiddete karşı sloganlar içeren afişler asıldı.
‘EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR’
Kadınların eşit temsiliyet açısından elde ettiği en önemli kazanımlardan biri eşbaşkanlık sistemi de 2019 yılında AKP’nin saldırı hedefinde oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyeler 31 Mart seçimlerinin ardından 19 Ağustos tarihinden itibaren kayyım atanmaya başladı. Kayyım atamalarına bir gerekçe olarak da eşbaşkanlık sistemi gösterildi, buna ilişkin soruşturmalar başlatıldı, eşbaşkanlar tutuklandı.
İlk kayyum atamalarının olduğu Diyarbakır, Van ve Mardin'de kadınların öncülüğünde halk sokakları doldurdu. Kadınlar, alanlarda “eşbaşkanlık mor çizgimizdir” sloganıyla eşit temsiliyet mücadelesinden vazgeçmedi.
KAYYIM KADIN KURUMLARINI KAPATTI
Atanan kayyımların ilk icraatları da kadın ve kültür kurumlarını kapatmak oldu. Bu kapsamda, Van’ın Muradiye Belediyesine kayyım olarak atanan Erkan Savar’ın Ayşe Şan Kadın Kitap ve Konuk Evi'nin tabelasını indirerek, kapısına kilit vurdu.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEDEFTE
Kadın cinayetlerine karşı önlemler içeren ve kadınların önemli bir kazanımı olarak görülen İstanbul Sözleşmesi, AKP iktidarı tarafından hedef alındı. AKP’ye yakın bazı gazetelerin sık sık “yuva yıkıyor” diyerek kaldırılması çağrısı yaptığı İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 2 Haziran günü yaptığı konuşmada da, "İstanbul Sözleşmesi nas değildir, fesh edilebilir" dedi.
NAFAKA HAKKI KADIN PLATFORMU KURULDU
AKP iktidarının kadınların elinden almak istediği bir kazanım da nafaka hakkı oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, nafakaya dair 2'nci Yargı Paketi’nde düzenleme olacağını açıkladı. Kadınlar ise bir kez daha sokaklar çıkarak nafaka hakkına sahip çıkacaklarının mesajını verdi. Bu kapsamda kurulan Nafaka Hakkı Kadın Platformu Meclis'te görüşmeler dahil bu hakkın korunabilmesi için mücadele yürütüyor.
25 KASIM: BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü, Türkiye’de de kadınların her türlü şiddete karşı seslerini yükselttikleri gün oldu. 25 Kasım birçok kentte, kadına dönük her türlü şiddetin protesto edildiği gün oldu. 2019 yılının 25 Kasım’ında kadınlar, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganları ve mor renkleriyle alanları doldurdu.
EVLİLİK AFFINA İTİRAZ: İSTİSMARIN AFFI OLMAZ
Kadınların gündeminde olan ve mücadelesini yürüttüğü konulardan biri de erken yaşta evliliklerin önünü açmayı ve çocuk istismarını meşrulaştıran yasal düzenlemelerin tartışılması oldu. AKP iktidarı, getirmek istediği düzenlemeyle çocuklara yönelik cinsel istismar suçunu işlemiş faillere “evlilik affı” altında af getirmeyi amaçlıyor. Kadınlar, düzenlemeye itiraz ederek, sokaklarda “İstismarın affı olmaz” diye seslerini yükseltti. Daha önce gelen yasa teklifleri kamuoyunun tepkisi üzerine geri çekilmişti.
Türkiye'nin tamamında yapılan eylemlerde kadınlar sözlerini söylerken birçok sivil toplum, insan hakları ve kadın örgütü de "Çocuklarla evlenmek suçtur" dedi. Meclis'e seslerini duyurmak isteyen kadınlar Ankara Güvenpark’ta bir araya gelerek siyasi partilere, “İstismarcıları affetmeyi, istismarı meşrulaştırmayı aklınızdan bile geçirmeyin” çağrısı yaptı.
TECAVÜZE KARŞI DUYARLILIK YÜRÜYÜŞÜ ENGELLENDİ
Mardin Büyükşehir Belediyesine tekrar kayyum olarak atanan Vali Mustafa Yaman, önceki kayyumluğu döneminde belediyenin iştiraki olan Kent A.Ş.'nin başına polis memuru Ercan Uysaler’i getirmişti. Ardından Ercan Uysaler’in, bir kadın çalışanı işi ile tehdit ederek fuhşa zorlamaya çalıştığı ortaya çıkmış ve hakkında iddianame hazırlanmıştı. Kamuoyunda geniş yer bulan bu duruma Mardin Şahmeran Kadın Platformu’nun “Kadın cinayetleri, istismar ve tecavüze karşı duyarlılık” sloganıyla yapmak istedikleri yürüyüşe polis izin vermedi. Kadınların mücadelesiyle kayyımın müdürü açılan davada mahkum edildi.
LAS TESİS MECLİS’TE
Şilili feminist bir kolektif olan Las Tesis tarafından kurulan "tecavüzcü sensin" koreografisi, kadınlara yönelik şiddete karşı bir marş haline geldi. Şili ve dünyanın birçok ülkesine yayılan Las Tesis eylemleri Türkiye sokaklarına da taşındı. Dünyanın birçok ülkesinde yapılan dans Türkiye sokaklarına gelince suç olarak kabul edildi. İstanbul ve Ankara'da düzenlenen eylemlerde kadınlar darp edilerek gözaltına alındı.Kadınlar bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterildi. Müdahalelere ve hedef göstermelere karşı CHP’li kadın milletvekilleri bu dansı Meclis'e taşıdı.
BAKANLIKLARDAN ŞİDDETE KARŞI GENELGE
Kadınların güçlü mücadelesi ile kamuoyunda gündem olan kadına yönelik şiddetin engellenmesi amacıyla Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, erkek şiddetinin önlenmesine yönelik genelge yayımladı. Genelgeye göre "Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Büroları" yaygınlaştırılacak, şiddet vakalarına bu bürolardaki uzman savcılar bakacak. Adalet Bakanın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da erkek şiddetine karşı alınacak tedbirlere ilişkin "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi" yayımlandı.
KADIN ÖRGÜTLENMESİ BÜYÜTÜLDÜ
Özgür Kadın Hareketi (TJA) 1-2 Şubat tarihleri arasında “Kadınız, özgürlüğümüz için varız, değişim için ayaktayız” sloganı ve 700 kadının katılımıyla Diyarbakır'da bir araya geldi. 8 Şubat tarihinde ise Mor Dayanışma tarafından “İnadına mücadele inadına özgürlük” başlığıyla 2’nci Türkiye Kadın Konferansı İstanbul'da düzenlendi.
‘ÖLDÜREN SEVGİ İSTEMİYORUZ’
Kadınlar 14 Şubat 2020 yılında da sokaklara çıkarak öldüren sevgi istemediklerini haykırdı. Yapılan eylemlerde “Özgürlüğümüze gölge aşk değil, şiddettir” sloganı ile protesto etti. İstanbul’da eylemi gerçekleştiren kadınlar, “Öldüren sevgi istemiyoruz”, “Ben sana mecbur değilim, bilemezsin” dövizlerini açarak, “Kadınlar birlikte güçlü” sloganı attı. Ellerinde tencere, tava ve davullarıyla yürüyüşe geçen kadınlar, eylemlerini müzik eşliğinde sürdürdü.
GÜLİSTAN DOKU NEREDE?
Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, Dersim’de kaldığı yurttan 5 Ocak sabahı ayrıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Arama çalışmalarının hala devam ettiği Doku için kadınlar günlere süren eylemler gerçekleştirdi. Doku için açıklama yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, “Kürdistan’da insanlar kaybolmaz, kaybettirilir" diyerek Doku’nun bulunamamasında ki devlet sorumluluğuna dikkati çekti. Gülistan Doku için sosyal medyada “Gülistan Doku Nerede” hastagı ile kampanya başlatıldı.
Dersim Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenecek etkinliklerin startını, 54 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun arama çalışmalarının yapıldığı Dinar Köprüsü'nde verdi.
MA / Diren Yurtsever