PİA Genel Başkanı Kamaç: Kürtler bir yüzyılı daha kaybetmemeli

img
DİYARBAKIR – Bir millet olarak irade ortaya koyamamalarının Kürtlerin bir yüzyılına mal olduğunu söyleyen İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, 21’inci yüzyılı kazanmaları için Kürtlerin ortak bir akıl çerçevesinde hareket etmeleri gerektiğini vurgulayarak, “ulusal birliğe” işaret etti.
 
Kürt ulusal birliği için Kürt siyasi partileri ve örgütleriyle başlattığımız dizimize İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç'la sürdürüyoruz. 
 
İnsan ve Özgürlük Partisi'nin kökeni, Menzil Grubu’na dayanıyor. 2000 yılında polisin İstanbul Beykoz'daki bir villaya düzenlediği baskında öldürülen Hüseyin Velioğlu’nun başında olduğu İlim Grubu’nun dönüştüğü Hizbullah ile Menzil Grubu arasında yaşanan çatışmalarda grubunun lideri Fidan Göngür'ün de aralarında olduğu 70’e yakın kişi öldü. İki grup arasındaki çatışmalar taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu durdu.
 
Yaklaşık 45 yıllık bir gelenekten gelen Menzil Grubu, yoluna daha sonra "Öze Dönüş Platformu" olarak devam etmeye başladı. Bugün hala varlığını sürdüren Öze Dönüş Platformu ile yolları 2016 yılında ayrılan Genel Başkan Mehmet Kamaç'ın da aralarında olduğu kimi isimlerin Mayıs 2018’de partileşme kararı almasıyla İnsan ve Özgürlük Partisi kuruldu. 
 
Ulusal İttifak Çalışması içerisinde yer alan partinin Genel Başkanı Mehmet Kamaç, partisini "Dini değerlere saygılı, demokrat, Kurdî bir parti" olarak tanımlıyor.
 
Kürt ulusal birliğinin sağlanmasına dair özlemin 17. yüzyılda yaşamış Kürt tasavvufçu, Mem û Zîn'in yazarı Ahmedê Xanî'den bugüne Kürtler için bir trajediye dönüştüğünü dile getiren Kamaç’a göre ulusal birliğin çıkmazlarından biri metodoloji sorunu.
 
‘ULUSAL BİRLİK KONUŞURKEN DIŞARIDA KALACAK KESİMLER OLACAKTIR’
 
Kamaç, bunu şöyle açıklıyor: “Kürt parti ve hareketlerinin önüne koyduğu süreçleri doğru işlemek noktasında bazı sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyoruz. Ulusal birlik meselesi konuşulunca sanki bir bütün Kürtlerin yani bir tanesinin bile dışarıda kalmadığı şeklinde bir mesele anlaşılıyor ki bu sadece Kürtlerde değil, hiçbir millette mümkün bir durum değildir. Muhakkak siz ulusal birlik meselesini konuşurken öyle ya da böyle sebeplerle dışarıda kalacak ve gönül koyacak kesimler olacaktır. Biz ulusal birliğin daha çok toplumsal kesimlerin temsiliyetinin üzerinden oluşabileceğini inanıyoruz. Bütün toplumlarda olduğu gibi Kürtlerde de gerek ideoloji gerekse inançsal bağlamda toplumsal farklı kesimler vardırç. Bu kesimlerin temsiliyetinin sağlandığı her vasat, aslında bir toplumsal ve ulusal birlik meselesidir." 
 
'ULUSAL BİRLİK BİR EŞİK’
 
Genelde dünya siyaseti özelde de Kürtlerin yer aldığı Ortadoğu siyasetinin krizlerle karşı karşıya olduğu değerlendirmesinde bulunan Kamaç, bu krizin Kürtler açısından sıkıntılar barındırmakla birlikte ciddi fırsatlar barındırdığı görüşünde. 
 
Bu dönemde Kürtlerin ulusal birlik fikrini konuşmalarının "Kürt ve Kürdistan meselesinin 21'inci yüzyılın başında yeni bir evreye geldiğinin" göstergesi olarak ele alan Kamaç, "Kürtlerin acılarla dolu bu yüzyılı tarihinin sonucunda parçalı da olsa gerek Başur, gerekse Rojava ve Bakur'daki siyasi kazanımları olsun bir yere geldiğini hepimiz görüyoruz. Ulusal birlik aslında eşiktir. Eğer bu eşiği aşabilirlerse bundan sonraki süreç Kürtler açısından çok daha rahat olabilir" diye belirtti.
 
‘ORTAK BİR AKIL ÇERÇEVESİNDE HAREKET EDİLMELİ’
 
Kamaç, bunu başarmaları için Kürtlerin ortak bir akıl çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. 
 
Kamaç, "Kürtler davranış siyasetini çok iyi yapıyor, yüzyıldır bunu görüyoruz. Davranış siyasetinden kastımız şudur; Belki karşıdaki güçlerin Kürtlere yönelik söylemleri ya da üzerine geliş tarzı nedeniyle savunma refleksleri çok iyidir fakat Kürtlerin bir akıl siyaseti ortaya koyma noktasında çok ciddi zaafları vardır. Ulusal birliğin belki bir akıl siyaseti, yani bütün toplumsal renklerin, farklılıkların bir amaca yönelik harekete geçirilmeleri aynı zamanda Kürtleri güçlendirecek bir dinamiğe dönüşebilir. Dolayısıyla Kürtlerin bundan sonra bir akıl siyaseti ve bunun da ürünü olabilecek stratejik bir siyaset belgesi içerisinde bir araya gelmesinin yolu, asgari düzeyde ulusal birliklerimi oluşturmalarından geçiyor. Bu anlamda bu konjonktür Kürtler açısından çok ciddi sıkıntılar barındırmakla birlikte çok ciddi fırsatlar da var. Her zaman söylüyoruz. Kürtler, 20’nci yüzyılı kaybettiler fakat 21'inci yüzyılı kaybetmemeleri gerekiyor” dedi.
 
'KÜRTLERİN İÇİNDE OLMADIĞI BİR DENGE OLMAZ'
 
Kürt coğrafyasının ilk defa 1639'da Osmanlı ve Safevi devletleri arasında imzalanan Kasr-I Şirin Antlaşması’yla iki bölündüğünü hatırlatan Kamaç, bu bölünmeyi Kürtlerin Müslüman olduktan sonra milli değerlerini bir kenara atmayla açıklıyor. Birinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş antlaşması olan Lozan Antlaşması’yla Kürtlerin ülkelerinin bu kez dört parçaya bölünmesinin nedeni olarak Kürtlerin söz konusu dönemde ortak irade ve ittifak oluşturmalarını gösteren Kamaç, şöyle devam etti: 
 
"Bir millet olarak irade ortaya koyamamaları Kürtlere bir yüzyıla mal oldu. Birinci Dünya savaşıyla başlayan paylaşım savaşlarında Kürtlerin diğer milletler gibi milli sebeplerden değil de dini nedenlerden dolayı, işte ‘bin yıllık kardeş’ söylemiyle Osmanlı'ya bağlı kalması sonucu Kürtler 20'inci yüzyılın gerçeği olan ulus-devlet ya da uluslaşma sürecini kaçırmış oldular. Fakat 21'inci yüzyılda Ortadoğu siyaset yeniden şekilleniyor. 20'inci yüzyılda Ortadoğu'da Kürtler üzerinde oluşturulan dengesizlik, aslında Kürtlerin içinde olmadığı bir dengenin tutamayacağı da göstermiş oldu.
 
21'inci yüzyılda Ortadoğu'nun yeniden dizaynında, Ortadoğu'nun kalbinde yaşayan Kürtlerin olmadığı bir dengenin bir gerçekliğinin olmadığını artık görüyoruz. Dengeler tam da yeniden oluşurken Kürtlerin ortaya koyacağı şey ne? Siyaset ve akıl ne? Varoluş mücadelesinde önüne koyduğu yol haritası nedir, nereye doğru gidiyor? Esası budur. Bunu biraz daha açmak için söylüyoruz. Mahabad Kürt Cumhuriyeti, Kürtlerin yakın tarihinde çok ciddi bir örnektir. Sovyetlerin desteğiyle kurulmuş. Aslında Mahabad Cumhuriyeti kurulurken Komala'nın diğer Kürdistan'daki parçalar ile ilişkileri var. Bunun en bariz örneği Molla Barzani ile olan ilişkilerdir ya da Hevî ile olan ilişkileridir. Fakat bunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz: Sadece dışardan gelen güçlerin oluşturduğu denklemde, o güçler geri çekildikten sonra varılan sonucu görebiliyoruz. Bunun için esas olan bütün bu dengelerin içerisinde Kürtlerin ne yapıp, ettikleri, önlerine nasıl bir yol haritası koyduklarıdır."
 
‘BİRLİK ÖNCE PARÇALARDA SAĞLANMALI’
 
Topraklarının dört ülke arasında bölüşülen Kürtlerin, bu hali belki uzun süre aşamayacaklarını dile getiren Kamaç, bu yüzden öncelikle parçalarda birlik sağlanması gerektiğini düşüncesinde.
 
Kamaç, bunu "Belki çok yakın bir zamanda dört parça Kürdistan'ı birleştirme meselesi çok afaki bir şey olabilir. Bu gerçekliği görmek lazım. Ama burada zaten esas olan şudur; yani Kürtlerin parçalı haldeyken bile bulundukları parçalarda ulusal birlik oluşturmaları. Bu birlikle varoluş mücadelelerini bir akıl ve strateji üzerinden yürütmeleri anlamlı olur. Bu denklemden çıkmanın yolu teker teker parçalarda da olsa sonuçta bir ulusal birliği oluşturmaktan geçiyor" sözleriyle dile getirdi.
 
'SEÇİM İTTİFAKI ULUSAL BİRLİĞİN BİR PROVASIYDI'
 
Kürt parti ve siyasi oluşumların 24 Haziran seçimlerinde oluşturduğu ittifak ve bu ittifakın Ulusal Birlik Çalışması’na dönüşmesini "ulusal birliğe giden ilk adım" olarak yorumlayan Kamaç, şöyle devam etti: "Sistemin Kürtleri kendi içlerinde parçalama adımlarından bir tanesi toplumsal farklılıkları bir şekilde düşmanlaştırmaktı. 90'lı yıllarda bu bir boyutuyla gerçekleştirildi de. Fakat masanın bir tarafında ulusal birlik meselesi dururken, aslında yerel yönetim ittifakı bir laboratuvar görevi gördü. Bugüne kadar hiç birlikte hareket etmemiş siyasi parti ve hareketlerin yerel seçimler üzerinden oluşturduğu ittifak, aslında bir boyutuyla ulusal birliğe giden yolun ilk adımıydı. Bu süreçte Kürt parti ve hareketler birlikte çalışma, siyaset üretme, yerelde de olsa kendi kendini yönetme adımı üzerinden hem birbirlerini tanıdılar, hem birbirleriyle iş yapabilme yeteneğini ölçtüler. İleriye dönük acaba ne kadar birlikte yol gidebilirizin bir provasıydı o anlamda. Bir laboratuvar görevi gördü. 31 Mart yerel seçim ittifakını, ulusal birlik meselesinden ayırmakla birlikte birliğin temel taşlarından bir tanesidir diyebiliriz." 
 
'ULUSAL BİRLİK PARTİ VE HAREKETLERİN ÇIKARLARINDAN DAHA BÜYÜKTÜR’
 
Parti olarak Kürt ulusal birliği meselesini her şeyden daha büyük ve üstün gördüklerini vurgulayan Kamaç, sözlerini "Kürt ulusal ittifakı her kesimden, ideolojiden, parti ve hareketin bireysel ya da tüzel çıkarlarından çok daha büyüktür, anlamlıdır. Bu manada bizim hiçbir kırmızı çizgimiz de yoktur. Yeter ki aynı hedefe doğru yürürken farklılığımızı da birlikte götürebilelim. Zaten ulusal birlik meselesini konuşurken tekliği konuşmuyoruz. Yani farklılıkları yok edelim, bu farklılıkların içerisinden bir tek var edelim derdinde değiliz. Biz daha çok bütün farklılıklarımızı koruyarak, gelişmesine yardımcı olarak, ortak akılla ortaya çıkacak bir sinerji elde etmek istiyoruz. Yoksa bu toplumda, dünyanın bütün toplumlarında da olduğu gibi inanç, ideoloji, siyasi bakış açısındaki farklılıklar vardır, olacaktır da. Biz buna sonuna kadar saygı duyarız. Bu anlamda ulusal birlik adımı atılırken hiç kimseye veya hiçbir kesime yönelik kırmızı çizgimiz yoktur" diyerek noktaladı. 
 
MA / Mehmet Şah Oruç