İSTANBUL - Her yıl 19 Ocak’ta gazetecilerin “Hrant’ın kaybı sizin için ne anlam ifade ediyor?” sorusuyla karşılaştığını belirten Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, buna “Asıl Hrant’ın eksikliği Türkiye için, Türkiye toplumu için ne anlama geliyor?” sorusuyla yanıt verdiğini ifade etti.
Katledilmesinin üzerinden 13 yıl geçen Hrant Dink’e dair duyulan kaybın en çok sarstığı adreslerden biri hiç kuşkusuz büyük emeklerle kuruluşunda yer aldığı ve başyazarlığını üstlendiği Agos Gazetesi.
Hrant Dink ile birlikte gazeteyi kuran ekip içinde yer alan ve bugün Genel Yayın Yönetmenlik görevini üstlenen Yetvart Danzikyan’la, Hrant’ın hayatını, gazetenin geçmişi ile bugününü, yayın çizgisini, gazetedeki eski çalışma ofisinin ‘23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’na dönüştürülmesini konuştuk.
Malatyalı bir ailenin oğlu olarak Hrant Dink’in çocukluğu İstanbul’da zor şartlar altında geçmiş ama bütün zorluklara rağmen kendisini yetiştirmiş biri olduğunu dile getiren Danzikyan, Dink’i şu sözlerle anlatıyor: “İstanbul Üniversitesi’nde okumuş, siyasete de girmiş, bir taraftan sempatizan olmuş, ismini Hrant diye değiştirmiştir. 12 Eylül döneminde Selimiye Kışlası’nda hapis yatmış fakat aklında sürekli Ermeni kültürüne, tarihine ve onun canlanmasına dair fikirleri olan, bunun için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan bir insan. Daha sonra Ermenicesi iyi olduğu için Marmara gazetesinde kitap tanıtımları yazmış, onun ötesinde Aras Yayınları’nın kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Hrant okuyan, yazan, Ermeni tarihini ortaya çıkarmaya çalışan, Ermenilerin başına gelmiş olan kötülükleri, bu topraklarda yaşadığı sıkıntıları insanlara anlatmaya çalışan, bunun için her türlü yolu deneyen solcu, demokrat ama Ermeni kültürüne hakim olan ve onun öncülüğünü alan bir gazetecidir.”
‘AGOS VE HRANT’IN İÇ İÇE GEÇMİŞ BİR TARİHİ VAR’
1996’da Hrant Dink, birçok Ermeni aydın, iş insanı ve gazeteciyle beraber Ermeni toplumunun sorunlarını dile getirmek, Türkiye topraklarından kazınmaya çalışan Ermeni tarihini ve kültürünü tekrar hatırlatmaya çalışmak, devlet eliyle yürütülen ve toplumun bir kesiminde karşılık bulan Ermeni düşmanlığını tedavi etmek üzere yola çıktıklarını belirten Danzikyan, Agos gazetesinin bu amaçla kurulduğunu ifade etti.
Gazetenin yayın dilinin ağırlıklı olarak Türkçe belirlendiğini kaydeden Danzikyan, “Gazeteyi Ermenice de yayınlayabilirdik. Ama biz hem Türkiyelilere hem Ermenice bilmeyen Ermenilere ulaşmak istedik. Bu nedenle gazete büyük bölümü Türkçe, geri kalan kısmı Ermenice olarak yayın hayatına başladı. Bu hala da böyledir. Dolayısıyla Agos ve Hrant Dink’in çok fazla iç içe geçmiş bir hayatları, bir tarihleri var” diye belirtti.
‘HRANT’IN EMELLERİNİ SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Hrant Dink’in katledilmesinin Agos açısından bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Danzikyan, şöyle devam etti: “Yani 1996’dan 2007’ye kadar bir dönem. 2007’den 2020’ye kadar olan süre ise ikinci dönem. 1996’dan 2007’ye kadar olan dönemde Hrant gazetenin yayın yönetmenliğini yürüttü. Gazete az önce bahsettiğim amaçlar etrafında kurulmuştu. Biz Hrant’ın öldürülmesinden sonra tabi ki bu amaçlardan vazgeçmedik, bunlara devam ediyoruz. Ama bir de önümüzde Hrant Dink cinayeti var. Bu cinayeti yaratan karanlıkla yüzleşmemiz gerekiyor. Bu bizim tek başımıza yapabileceğimiz bir şey değil. Hrant’ın cinayetinin ardında kimlerin olduğuna dair hukuki mücadele yürütülmesi gerekiyor. Hrant’tan sonraki yayın çizgimizin bir bölümünü artık bu konu kapsıyor. Duruşmaları takip ediyoruz, neler olduğuna bakmaya çalışıyoruz. Tabi Hrant’ın da emellerini, değerlerini, düşüncelerini devam ettirmeye çalışıyoruz ama bu da bizim yeni bir gündemimiz oldu.”
ÇALIŞMA ODASI HAFIZA MEKANI’NA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Anısını yaşatmak amacıyla 2007 yılında Hrant Dink Vakfı’nın kurulduğunu hatırlatan Danzikyan, 2019’da ise gazetedeki eski çalışma ofisinin 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’na dönüştürüldüğünü dile getirdi. Hafıza Merkezinin adının Dink’in 23 Nisan 1996’da Agos’ta yayımlanan “23,5 Nisan” başlıklı köşe yazısından yararlanılarak konulduğunu söyleyen Danzikyan, “Bizler şimdiki binamıza taşınınca eski daireyi o haliyle bırakmak kimsenin içine sinmedi. Dolayısıyla ortak akıl olarak ‘hem odayı muhafaza edelim hem de Hrant Dink’in hatırası için bir müze haline dönüştürelim’ fikri ortaya çıktı. Bunun için Hrant Dink Vakfı’ndaki arkadaşlar çok uzun süreli çalışma yürüttüler. Diğer ülkelerdeki hafıza mekanlarını incelediler, birçok kişiden danışmanlık aldılar ve böylece fikir yavaş yavaş oluştu. Bunun sonucunda 23,5 Hafıza Mekanı açıldı” diye konuştu.
FOTOĞRAFLAR, GAZETE KÜPÜRLERİ, DOSYALAR...
Hafıza Mekanına giden kişilerin bir çok şeyle karşılaşacağını belirten Danzikyan, “Mekanda Hrant Dink’in odasını, Agos’un 2007 yılına kadar ki bütün sayılarını, Hrant’ın hayatından çeşitli kesitler, konuşmaları, Agos’un eski küpürleri, cinayete giden yol, nasıl hedef gösterildiğini görebilirsiniz. Yine davaya dair dosyalar, dokümanlar bulabilirsiniz. Dolayısıyla oraya giden, ziyaret eden herkes Hrant’ın Agos’la bitişen hayatını görebilir, tanık olabilir, dinleyebilir” ifadelerini kullandı.
HRANT’IN KAYBI TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?
Hrant ile gazetesi Agos’u bu sözlerle dile getiren Danzikyani katledilmesinin ardından her yıl 19 Ocak’ta yurt içi ve yurt dışında gazetecilerin kendilerine gelip “Hrant Dink’in kaybı sizler için ne anlam ifade ediyor?” sorusunu yönelttiğini de paylaştı.
Yöneltilen bu soruya son iki yıldır “Asıl Hrant’ın eksikliği Türkiye için, Türkiye toplumu için ne anlama geliyor?” diye, yine soruyla yanıt verdiğini söyleyen Danzikyan, nedenini ise şöyle açıkladı: “Hiç olmazsa 19 Ocak’ta Hrant’ın kaybının Türkiye için ne anlama geldiğini düşünsünler diyorum.”
MA / Ferhat Çelik