İdlib'teki selefiler Libya'ya taşınıyor!

img

KOBANÊ - Suriye ve Libya'da egemenlerin ittifakları cephe cephe değişirken, Türkiye'nin Libya'ya gönderdiği iddia edilen 500 selefiye ses çıkaran olmadı. 3'üncü Dünya Savaşı olarak tanımlanan hamlelerde haritalar yeniden çiziliyor.

 
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da 2010 yılında Tunus ve  Libya'da başlayıp Mısır, Suriye'ye yayılan halk isyanlarının yarattığı iç savaşlar, 2020 yılı itibarı ile 9'uncu yılını geride bırakıyor. Gelinen aşamada farklı bir mecraya taşınan savaşlarda, uluslararası ve bölgesel bir çok güç karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle Suriye ve Libya'da iç içe geçen gelişmeler yaşanırken, ABD, Rusya, İsrail ve Avrupalı güçlerin yanı sıra Türkiye de bölgede rol alma çabasında. Derinleşen krizler ve karmaşıklaşan ilişkiler kapsamında yaşananlar Üçüncü Dünya Savaşı olarak da niteleniyor. 
 
3'ÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI
 
Birinci Dünya Savaşı sırasında hem Ortadoğu'da hem de Kuzey Afrika'da siyasi ve askeri haritalar değişti. Yaşanan İkinci Dünya Savaşı ile birlikte bu değişimlerden etkilenen coğrafyalardan biri Türkiye oldu. O günden bu güne patlamaya hazır bir volkan gibi bekleyen Ortadoğu coğrafyasında Tunus ile başlayan “Arap Baharı”, sırasıyla Libya, Yemen, Mısır ve Suriye’ye sıçradı. Küresel güçlerin dahili ile örtük biçimde yaşanan Üçüncü Dünya Savaşı’nda önceki iki savaş gibi kutuplaşmalar ve bloklaşmalara gitmek yerine bu kez farklı bir strateji söz konusu. Aynı ülke ya da toprak parçasında iki bloka ayrışmak yerine bazı yerlerde aynı cephede bazı yerlerde de karşı cephelerde yer alınarak hareket ediliyor. Bu stratejinin yansımasını bulduğu yerlerin başında ise Suriye ve Libya sahası geliyor. 
 
FARKLI CEPHELER FARKLI PAZARLIKLAR
 
Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları halen devam ederken, Suriye'nin kuzeybatısında yer alan İdlib'te ise Rusya, İran ve Türkiye arasındaki kriz gittikçe derinleşiyor. Türkiye'ye Astana anlaşması gereği verilen "bölgeyi silahlı gruplardan arındırma" görevinin yerine getirilmemesi üzerine Suriye rejiminin İdlib'e yönelik operasyon başlatmasıyla Rusya ve Türkiye tekrar pazarlığa oturdu. İdlib'i kontrolünde bulunduran Heyet Tehrir El Şam (HTŞ/El Nusra) ise daha da güçlendiriliyor. Bu sefer denkleme Libya da dahil edilirken, Rusya ve Türkiye arasında İdlib, Libya ile Kuzey ve Doğu Suriye pazarlıkları masaya yatırıldı.
 
500 SELEFİ LİBYA'YA GÖNDERİLDİ
 
Bu pazarlıkların yapıldığı bir süreçte İdlib'te Suriye rejimine karşı savaşan selefi ve radikal grupların Libya'ya geçtiklerine dair görüntüler ortaya çıktı. Bu grupların daha önce Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê'de savaştırılan Ehrar Şerqiye ve Sultan Murat Tugayları olduğu aktarılıyor. Türkiye'nin Libya'ya gidip savaşanlara 2 bin dolar maaş, savaşta yaralananlara ise 35 bin dolar tazminat taahhüt ettiği belirtiliyor. Ancak ilk aşamada giden 500 kişiye, şu ana kadar kişi başı 300 dolar verildiği kaydediliyor. Bu selefi grupların Türkiye'ye ait gemiler ile İdlib'in karşısında bulunan Hatay'ın İskenderun Limanı'ndan gönderildiği kaydediliyor.
 
LİBYA HAMLESİNE DÜNYA SESİZ
 
Libya’ya gönderilen bu selefi gruplara ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya'nın yanı sıra daha önce "Türkiye İdlib'teki grupları Libya'ya gönderiyor" diyen Rusya da sessiz. Bunun da Rusya ve Türkiye arasında yapılan anlaşmalar sonucu geliştiği varsayılıyor. Yapılan anlaşmanın ise Astana formatı kapsamında yapıldığı ve buna NATO'nun dahil edildiği dillendiriliyor.
 
İTİFAKLAR CEPHEYE GÖRE
 
Suriye'de Misakı Milli sınırlarına, “Osmanlıcılık” fikri temelinde geliştirdiği politikalarla ulaşmaya çalışan Türkiye, bunun için gözüne Kuzey ve Doğu Suriye topraklarını kestirmiş. Her platformda bunu dile getirerek, sahada bulunan tüm güçlerle bu eksende ilişki kurmaya devam ederken, bunun yanında Libya'da da aynı politikayı hayata geçirmeye çalışıyor. İdlib'te, Rusya ile masaya oturan ve müzakere geliştiren Türkiye, Libya'da ise Rusya ile karşı cephelerde yer alıyor. Türkiye, Libya'da Trablus ve çevresini elinde bulunduran Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) desteklerken, Rusya Halife Hafter komutasında bulunan Libya Ulusal Ordusu'nun yanında yer alıyor.
 
TRABLUS'UN ÖNEMİ
 
Trablus ve Doğu Akdeniz meselesinde ısrar eden Türkiye'nin paramiliter grupları Libya'ya taşıması dünya kamuoyunda yankı buldu. Trablus'un neden Türkiye için bu kadar önemli olduğu ise, tartışılan bir diğer konu. Trablus, Osmanlı'nın Kuzey Afrika'da kaybettiği son yer olarak biliniyor.
 
LİBYA HAMLESİ OLUMSUZ DÖNEBİLİR
 
Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalya'ya kaptırılan Trablus ile Osmanlı'nın bölgede hiçbir etki ve hakimiyeti kalmadı. Bölgede cereyan eden ve Üçüncü Dünya Savaşı olarak adlandırılan savaşta bu eski algı ile hareket ediliyor. Bu niyetle Libya'ya asker göndermeye hazırlanan Türkiye'nin, bu adımının geri dönüşü imkansız sonuçlara yol açacağı öngörülüyor.
 
MA / Nazım Daştan