Patroit pazarlığı Minbiç’in anahtarı mı?

img
ANKARA - Türkiye ile ABD arasındaki gerginlik devam ederken, AKP Hükümeti patroit pazarlığını gündeme getirdi. Pazarlığın Minbiç konusunda yaşanan anlaşmazlığı gidermeye yönelik olduğu, Rusya ile yapılan ve Efrin üzerinde sonuç verdiği düşülen S-400 anlaşmasının bir benzeri ABD ile yapılmak isteniyor. 
 
Türkiye uluslararası ilişkilerde en zor dönemlerinden birini yaşıyor. ABD ile ilişkilerdeki kriz giderek derinleşiyor. AB, Türkiye’deki demokrasi, insan hakları, hukuk gibi temel konularda uzun süredir sessizliğini korumasına rağmen, özellikle en son Akdeniz’de yaşanan enerji arayışları konusunda tepki vermeye başladı. Yunanistan ile Akdeniz üzerinden başlayan gerginlik, Ege’de suların ısınmasını beraberinde getirdi. 
 
Arabistan ve BAE başta olmak üzere Arap ülkelerinin Türkiye’ye yönelik rahatsızlıkları da yine artmaya başladı. Türkiye ise, yaşadığı bütün krizli ilişkileri yaptığı ekonomik/ticari öncelikli anlaşmalar ve verdiği kimi tavizler ile giderme yolunu seçiyor. 
 
MÜLTECİ ANLAŞMASI AB’Yİ SUSTURDU
 
AKP Hükümeti 2015 yılından itibaren içeride yaşadığı demokrasi krizini ve bu konuda dışarıdan yöneltilen kimi itirazları ve eleştirileri, yaptığı bazı anlaşmalar ile bertaraf ve bloke etme yolunu seçti. AB’ye aday ülke konumundaki Türkiye, özellikle AB üyesi ülkelerin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda dile getirdikleri eleştiri ve rahatsızlıkları mülteci anlaşması ile bloke etti. 
 
Mültecileri AB’ye karşı adeta silah olarak kullanan ve “Mültecileri otobüslere bindirir AB ülkelerine göndeririz” şeklinde rest çeken Türkiye, AB’yi pazarlık masasına oturttu. Yapılan anlaşmadan sonra, AB üyesi ülkeler, deyim yerindeyse “kendilerine yöneltilen mülteci tehdidine” karşılık AB’nin temel değerleri olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel konularda yaşananları görmezden gelmeye başladı. 
 
RUSYA İLE S-400 FÜZE ANLAŞMASI EFRİN’DE RUSYA VE TÜRKİYE İTTİFAKINA DÖNÜŞTÜ
 
Türkiye, Suriye sorununda yaşadığı krizi de, Rusya ile yaptığı ticari anlaşmalar ile giderme yoluna gitti. Suriye sahasında temel bir aktör olarak daha fazla ön plana çıkmaya başlayan Rusya, AKP hükümeti ile karşı karşıya geldi. 
 
Özellikle uçak düşürme sonrasında yaşananlar iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdi. Ancak Türkiye, Rusya ile ilişkilerini verdiği ekonomik tavizler ve yaptığı anlaşmalar ile “fırsata çevirmeyi” amaçladı. AKP hükümeti, o tarihten beri Rusya ile S-400 füze savunma sisteminden, nükleer enerji anlaşmasına, ‘Türk Akımı’ projesinden başka birçok ekonomik işbirliğini Rusya’nın istediği doğrultu da imzaladı. Böylece, ekonomik olarak Rusya’ya kendisini bağımlı hale getiren Türkiye’nin bu yaklaşımlarına karşılık Rusya, uçağının düşürülmüş olması meselesi de dahil olmak üzere AKP’nin yaptıklarını görmezden geldi. 
 
RUSYA’NIN HESABI
 
Türkiye en son bu anlaşmalar üzerinden Efrin’e girme konusunda Rusya’yı ikna etti. S-400 savunma sistemi anlaşması Türkiye için Efrin’e saldırı konusunda Rusya’nın ikna edilmesine yönelik atılan önemli bir adım olarak değerlendirildi. Rusya’nın Kürtleri de Türkiye’yi de Esad yönetimine mecbur etme gibi bir hesabı olmakla birlikte, S-400 füzelerine ilişkin varılan anlaşma Rusya açısından Efrin’e karşılık elde edilmiş somut bir kazanım olarak ön plana çıktı. Ama bununla birlikte Rusya, Türkiye’yi batı bloğuna karşı kendisine mecbur etmiş olmayı da kazanım olarak hesapladı. 
 
ABD İLE MİNBİÇ PAZARLIĞI
 
Türkiye, Efrin’den sonra Minbiç’e girmek istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu birçok kez ilan etti. Hatta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Dışişleri yetkilileri bu konuda yaptıkları pek çok açıklamada, ABD ile Minbiç konusunda anlaşmaya vardıklarını tek taraflı olarak açıkladı. 
 
Tillerson ile yapılan görüşmelerde de Türkiye’nin bu konuda mesafe kat ettiği yönünde bilgiler içeriyordu. Ancak, Tillerson’u da koltuğundan eden bu arayışlardan sonra ABD yönetiminden Türkiye’ye yönelik daha net bir tutum sergilendiğini göstermeye başladı. 
 
S-400 EFRİN, PATROİTLER MİNBİÇ’İN ANAHTARI MI?
 
Bu noktada hiç gündemde yokken Türkiye’nin ABD ile patriot pazarlığına başlayacağı yönündeki açıklamalar, Türkiye’nin AB ve Rusya ile giriştiği ve sonuç aldığını düşündüğü ekonomik tavizlerin ve pazarlıkların ABD ile ilişkilerde de gündeme getirildiğini gösteriyor. S-400 anlaşmasını, “Efrin’e girişin önemli adımlarından biri” olarak nitelendiren Türkiye, patroit anlaşması ile de Minbiç’in yolunu açmaya çalışıyor. 
 
Sistem analizlerini, “Dış politikada esas olan ülkelerin çıkarlarıdır. Ekonomik çıkarlar ise her şeyin önündedir. O halde verilen ekonomik tavizlerin açmayacağı kapı, perdelemeyeceği değer yok” görüşü üzerine kuran ve kendisi de esas olarak bu minvalde hareket eden hükümet çevreleri, patroit anlaşması ile Minbiç konusunda sonuç almak istiyor. 
 
Ancak hem Rusya’yı hem ABD’yi ve NATO’yu aynı anda idare etmek isteyen bu konuda küresel ölçekte politika oluşturmak isteyen Türkiye’nin dış politika yeterliliğinin ne düzeyde buna izin vereceği bir yana, küresel güçlerin ekonomik çıkarların ötesinde siyasi hesaplarının da Türkiye’nin bu politikasına ne derece izin vereceği merak konusu. 
 
MA / Kenan Kırkaya