DİYARBAKIR - Tarih boyuncu 74 kez katliama uğrayan Êzidîler, Şengal’de kaçırılan 3 bin kadın ve çocuğu arıyor. Dünyanın kendilerine karşı kör, sağır ve dilsiz olduğunu söyleyen Êzidî vekil Feleknas Uca, “Ortak acı, ortak yara” diyerek, sessiz kalmama çağrısı yaptı.
Kürtlerin “Kurdên Resen”, yani “Kürtlerin Orjini” olarak tanımladıkları Êzidîler, Musul Valisi Hamadani’nin 906 yılında İslamiyet’i kabul etmeyen bin Êzidî ailesini katletmesiyle katliamla tanıştı. Bu, Êzidîlerin yaşayacakları trajedinin başlangıcıydı. Daha sonra Êzidîler 74 katliama daha maruz bırakıldı.
Çoğunluğu Irak sınırları içindeki Şengal’de yaşayan Êzidîler, ilki 906’da sonuncusu ise 2014’de olmak üzere 74 katliam yaşadı. Yerlerinden edinilen, göçe zorlanan, katledilen Êzidîler, inanışlarından dolayı sayısız kez trajedi yaşadı.
KATLİAMLARDAN BAZILARI
Êzidîlerin yaşadığı katliamların bazıları şu şekilde:
* 906 yılında Musul Valisi Hamadani’nin İslamiyet’i kabul etmeyen bin Êzidî ailesini katletti.
* 1254 yılında Musul Beyi Bedreddin Lulu, Şexan bölgesine saldırarak binlerce Êzidî katletti.
* 1221 yılında Şêx Hesen kaçırılıp idam edildi, Êzidîler dağlık bölgelere çekilince kutsal yerleri yakılıp yağmalandı.
* 1415’de Êzidîlerle birlikte yaşayan Müslümanlar inanışları gereğince Êzidîleri katletti.
* 1640-1641 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin Diyarbakır Valisi Melik Paşa komutasındaki 70 bin kişilik bir ordu, Şengal’e saldırarak, Êzidîleri katletti.
* 1647-1648’de Osmanlıların Van Valisi Şemsi Paşa emrindeki ordu, Şexan’a saldırarak, Êzidîleri katliamdan geçirdi. Şex Mirza esir alınarak idam edildi.
* 1715’de Osmanlı Devleti’nin Bağdat Valisi Hasan Paşa Sincar’a saldırdı, Êzidîleri katletti ve bölgenin yönetimini bedevi Araplarına verdi.
* 1733-34’de Osmanlı paşası Ahmet Paşa, Şengal bölgesinde Êzidî katliamı yaptı.
* 1752-1753’de Osmanlı paşası Süleyman Paşa komutasındaki güçler, Şengal’e saldırarak, birçok Êzidî’yi katletti. Êzidî köylerini ve kutsal yerlerini tahrip eden Osmanlı güçleri, yaklaşık iki yıl Şengal’de kaldı.
* 1767-68 yılları arasında Osmanlıların Musul Valisi Emin Paşa, oğlunun emrine bir ordu vererek, Şengal’de katliam yaptırdı.
* 1770-71 yılları arasında Şexan Emiri Bedağ, Osmanlı yönetimine direnince Şexan’da katliam yapıldı.
* 1773-74’de Musul Valisi Emin Paşa, Şengal bölgesini yakıp yıktırarak talan ve katliam gerçekleştirdi.
* 1779’da Bu kez aynı valinin kardeşi Şengal üzerine saldırarak birçok Êzidî’yi katletti.
* 1785’de Osmanlının Musul Valisi Abd El Baqi, Dicle Nehri’nin doğusundaki Dennendi Êzidîlerine saldırdı.
* 1786-87 yılları arasında Şexan Emiri Çolo, Amadiye Valisi’ne karşı direndi, direnişte Çolo yenilince Êzidîler katliama uğratıldı.
* 1789-90: Bedevi Arap Tayy aşireti, Şexan’a saldırarak, katliamlarda bulundu.
* 1790-92: Tayy aşireti Şengal bölgesine saldırdı.
* 1792-93: Musul Valisi Muhammed, Şengal bölgesinde 8 Êzidî köyünü yakıp yıktırdı.
* 1793-94: Musul Valisi Muhammed yeniden Şengal ve Mihirikan’a saldırdı.
* 1794-95: Bağdat’tan gönderilen Süleyman Paşa emrindeki kuvvetler, Şengal bölgesini yakıp yıkarak yağmaladı.
* 1799-1800: Bağdat’tan gönderilen Abd el Aziz Bey Tayy Bedevilerinin yanı sıra Obeyd ve Hamdan Arap aşiretlerinin yardımıyla Şexan’da 25 Êzidî köyünü yakıp yıktı.
* 1802-1803: Musul Valisi Ali Paşa Şengal’e saldırdı. Aylarca süren bu kuşatma ve saldırıda onlarca Êzidî katledildi, ekili araziler tahrip edildi, ağaçlar kesildi veya yakıldı.
* 1809-1810: Bağdat Valisi Süleyman Qatil, subay Hiseyin Dublayin emrindeki bir güçle Şengal’e saldırarak, bölgedeki köyleri talan edip büyük bir Êzidî katliamı gerçekleştirdi.
DİCLE’DEN GEÇERKEN BOĞULDULAR
* 1832: Botan emiri Bedirxan Bey, Şexan bölgesine saldırdı. Birçok Êzidî katledildi. Şexan’dan Şengal Dağı’na kaçmaya çalışan Êzidîlerin önü Dicle suyu yakınlarında kesilerek katledildi, birçok Êzidî de Dicle’nin azgın sularına atlayarak karşıya geçmeye çalışırken boğuldu. Aynı Bedirxan 12 yıl sonra bu sefer Turabdin yani Midyat Êzidîlerine saldırarak, Müslüman olmayı dayattı.
* 1832-33: Mir Muhammed Rewanduzi, Akra bölgesindeki Êzidîlere saldırdı. Ayrıca yukarı Zap bölgesindeki Êzidîleri katletti. Daha sonra 1834’te Şengal bölgesine saldırarak, katliam yaptı ve Mir Eli Bey Müslümanlığı kabul etmediği için işkenceyle öldürttü.
DİYARBAKIR VALİSİNİN KATLİAMLARI
* 1836: Diyarbakır Valisi Reşid Paşa, işbirlikçi Müslüman Kürtlerin de içinde yer aldığı 40 bin kişilik bir ordu ile Diyarbakır’ın doğusu ve Garzan’daki Êzidîlerin ardından Cizre, Telafer ve Şengal’e saldırı düzenledi. Bu saldırıda binlerce Êzidî öldürüldü ve yüzlercesi esir alınarak köle gibi çalıştırıldı.
* 1838: Bu kez Reşit Paşa’nın yerine geçen Hafız Paşa Şengal’i ele geçirmek amacıyla saldırdı. Êzidî erkekleri katliamdan geçirildi, kadınlar ve çocuklar esir alınarak Diyarbakır’a götürüldü.
* 1846: Musul Valisi Tayyar Paşa, Ekim ayında Şengal’e bir saldırı düzenleyerek, birçok köyü yakıp yıktı.
* 1853-1856: Osmanlı-Kırım savaşı sırasında isyan başlatan Bedirxan Bey’in yeğeni Yezdan Şer’e destek veren Siirt ve Serhat Êzidîlerinden yüzlercesi katledildi, büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı kabul etme zorunda bırakıldı, bir kısmı ise İran’ın kuzeyinden kaçarak Ermenistan’a sığındı.
DERSİM’DEKİ KATLİAM
* 1856: Dersim Dağı yöresindeki bazı aşiretlerle birlikte Osmanlı egemenliğine başkaldıran Êzidîler, isyanın başarısızlığa uğramasından sonra Dersim Kürtleriyle birlikte katliama uğratıldı.
* 1872: Bağdat Valisi Mithat Paşa, Şexan Êzidîlerinin Osmanlı devletine askerlik yapması yönünde bir karar çıkardı. Êzidîler, bu kararı kabul etmeyeceklerini bildirerek karşı çıktı. Bunu bir isyan gerekçesi olarak gören Osmanlı yönetimi, Şexan üzerine saldırarak Êzidî köylerini yakıp yıktı.
* 1877: Diyarbakır ve Garzan bölgesinde yaşayan Êzidîlere yönelik yeni bir saldırı gerçekleşince Anqosi aşiretinin öldürülen liderinin yeğeni Mirza Bey’in yeğeni Eli Bey sorumluluğunda bulunan yaklaşık 3 bin Êzidî göç etti.
* 1879: Ömer Ağa’nın sorumluluğunda bulunan Sipka aşireti Kars’a sürgün edildi. 1897 yılına kadar 15 binin üzerinde Êzidî Kafkasya’ya ya göç ettirildi ya da sürgün edildi.
* 1890: Osmanlı baskı ve zulüm politikası karşı duran Êzidîlere yönelik bir imha hareketi düzenlenerek, yüzlerce Êzidî katledildi, yüzlerce aile göç etmek zorunda kaldı.
DAYATMA, İBADET YASAĞI, SANCAĞA EL KOYMA
* 1892: General Ömer Vehbi Paşa, Êzidîlerin ya tamamının Müslüman olması gerektiği ya da Kuran’da hak din olarak görülen bir dini seçmeleri yönünde karar çıkararak, Êzidîlere yönelik yeni bir katliamın zeminini hazırladı. Müslümanlığı kabul etmeyen Êzidîler katliamdan geçirildi. Şexan ve Şengal’e saldırılar yapıldı.
Bu katliamlar sonrasında 14 bin Êzidî, Müslümanlığı kabul etmek zorunda kaldı. Ömer Vehbi Paşa’ya bağlı birlikler Şexan’da bulunan Laleş’e saldırarak, buradaki kutsal yerleri ve mezarları tahrip etti. Laleş’te bulunan Êzidî sancağının yanı sıra tarihi ve dini değeri olan birçok kutsal eşyaya el konularak, Musul’a götürüldü. Diğer yandan Êzidîlerin kutsal mekanı olan Laleş’te İslam medreseleri açıldı, Êzidî ibadetleri ve Êzidî kelimesi yasaklandı.
Musul’a götürülen sancak, daha sonraları General Ömer Vehbi Paşa tarafından İstanbul’a götürüldü. Bu sancak (Tawisê Melek) General Ömer Vehbi Paşa’nın torunlarından Tahir Özçelik tarafından 1967 yılında müzayedede satışa çıkarıldığı zaman Irak devleti, “Bu tarihi eser bize aittir” diyerek, protesto etti.
* 1911: Osmanlılar, General Faruk Paşa eliyle Êzidîlerin yanı sıra Ermeni, Nasturi ve Kızılbaş katliamı gerçekleştirildi.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI
* 1914-1918: Birinci Dünya Savaşı sırasında başlayan Ermeni katliamından kaçarak, Şengal Êzidîlerine sığınan 20 bin Ermeni’nin Osmanlı askerlerine teslim edilmesine karşı koyan Ezidîlere, 1918 Şubat’ında Osmanlı ordusu, Arap Bedevi aşiretleri ve Müslüman Kürt aşiretleri birlikte Şengal’e saldırdı ve yeni bir Êzidî katliamı daha yaptı.
* 1918: Osmanlı’nın katliamlarından kaçarak Ermenistan’a sığınan Êzidî Kürtlere orada da saldırılmıştır.
* 1940: Mardin’in Hezel ilçesine bağlı bulunan Kiwexe köyüne baskın yapan askerler, 29 Êzidî’yi bir mağaraya kapatıp diri diri yaktı. Bu köy daha sonraları yine 3 kez askerlerin baskınına uğramış, her baskında birçok Êzidî öldürüldü.
ANAYASA’NIN GEREĞİ YAPILMADI
Bunlar sadece tarihleri bilinen katliamlar. Êzidîler, tarihe not düşülmemiş sayısız katliama maruz kaldı. Yakın tarihte ise Irak Anayasası’nın 2007’de kabul edilen ve bir türlü yaşama geçirilmeyen 140’ıncı maddesi gereği, Şengal’in statüsü referandum ile belirlenecekti. Ancak söz konusu referandum, dönemin Irak hükümeti ve Şii Başbakanı Nuri Maliki tarafından engellendi.
Büyük bölümü Irak Federe Kürdistan Bölgesi içerisinde yer alan Şexan ve Şengal bölgesi ile bir bölümü Ermenistan, Gürcistan, Suriye ve Türkiye’de yaşayan Êzidî halkı, yakın tarihte biri 2007’de, diğeri ise 2014’de iki katliam yaşayarak, toplam 74 defa soykırıma uğradı.
2007 KATLİAMI
Êzidîler son katliamdan önce 2007’nin Ağustos ayında Şengal’de bulunan Siba Şex Xıdır ile Tilezer’de bir kez daha katliamla karşı karşıya kaldı. Burada resmi rakamlara göre, 500’e yakın Êzidî katledildi.
DAİŞ SALDIRISI
Daha çok Osmanlı Devleti’nin İslamiyet’i bahane ederek katlettiği Êzidîler, bu sefer de Irak ve Şam İslam Devleti (DAİŞ) veya 2014'ten beri kullandığı resmî isimle İslam Devleti tarafından katledildi. DAİŞ, Irak ve Suriye topraklarında yaptığı katliamlarla adını duyurdu. Gücünün zirvesinde olduğu 2014 sonu ve 2015 başlarında Suriye ve Irak’ta 100 bin kilometrekareyi aşkın bir bölgeyi işgali altında tutan DAİŞ, bu bölgelerde yaklaşık 8 milyonluk bir nüfusa hükmetti.
MUSUL’DAN SONRA ŞENGAL
Türkiye ve Suriye sınırında Irak’ın ise kuzeyinde yer alan Musul kentinin işgali, Şengal’de yaşanacak trajedinin başlangıcıydı. Hiçbir direnişin yaşanmadığı Musul, DAİŞ tarafından işgal edildi. Irak ordusu kaçarken bıraktığı mühimmatlar ise DAİŞ’i daha da güçlendirdi. Haziran 2014’de Musul’u ele geçiren DAİŞ, Musul’un ardından Êzidîlerin yaşadığı Musul’un batısında kalan ve fiilen Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin himayesinde bulunan Şengal’e yöneldi.
KDP ŞENGAL’İ TERK ETTİ
DAİŞ, Şengal’in dört tarafındaki köylere saldırarak, katliama başladı. DAİŞ büyük bir güçle 2 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırınca orayı ilk terk eden KDP peşmergeleri oldu. 600 araçla Şengal’den kaçan pêşmergeleri görüntüleyen gazetecinin, “Nereye gidiyorsunuz? Neden Şengal’i savunmuyorsunuz?” sorusuna, pêşmergenin “Zaxo’ya gidiyoruz, cevap vermek istemiyoruz” yanıtı, geride kalan Êzidîlerin kaderini belirlemişti. Êzidîler bu saldırı sonrasında bir kez daha soykırımla yüz yüze kaldı.
3 BİN ÊZİDÎ KAYIP
DAİŞ saldırılarında 2 bin 213 Êzidî katledildi. 390 binden fazla Êzidî yerinden edildi. 7 bin Êzidî DAİŞ tarafından kaçırıldı. 4 bini kurtarılırken, kadınlar köle pazarlarında satıldı. 3 bin kadın ve çocuğun akıbeti hala bilinmiyor. Belirli aralıklarla açılan 12 toplu mezarda, Êzidîlerin cenazelerine ulaşıldı. 68 dini mekân yağmalandı. 150 bini açılan koridorda mahsur kaldı. Êzidî köylerinde ve Şengal dağlarında korkunç bir trajedi yaşandı.
ÊZIDÎLER KENDİNİ SAVUNDU
Êzidîleri korumak için Şengal’e 12 kişilik HPG’li bir grup gönderildi. Hemen ardından Êzidîleri tarih sahnesinden silmeyi amaçlayan bu katliam sonrası 400 kişilik Êzidî grup silahlandı. Êzidîler 2014’te Şengal Direniş Birlikleri’ni (YBŞ) kurdu. Pêşmergenin Şengal’i terk etmesiyle bölgeye giden Rojava’nın askeri gücü Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) de devreye girmesiyle, büyük bir katliamın önüne geçildi. Şengal dağlarında mahsur kalan, açlık ve susuzluktan ölmek üzere olan insanlara gıda ulaştırıldı. Êzidîlerin bir kısmı tahliye edildi. Êzidiler, Batman, Mardin, Diyarbakır ve Şırnak’a göç etmek zorunda bırakıldı.
74’ÜNCÜ FERMAN
3 Ağustos 2014’de DAİŞ’in saldırısı sonucu Şengal’de yaşananlar Êzidîler için 74’üncü katliam olarak tarihe not düşüldü. Kendi anayurtlarında pek çok katliama uğrayan Ortadoğu’nun bu kadim halkının yaşadığı 74’üncü katliam, daha önceki katliamların bir devamı olarak nitelendirip, “74’üncü Ferman” diye adlandırdı.
ŞENGAL ÖZGÜRLEŞTİ
13 Kasım 2015’te YBŞ, YPJ-Şengal, HPG, YJA-STAR tarafından Şengal özgürleştirildi. Şengal savunma birliklerinin koruduğu Şengal’e, katliamın yaşandığı tarihten bu yana 8 bin Êzidî aile geri döndü.
BM’NİN RAPORU
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından 15 Haziran 2016 tarihinde Êzidîlere ilişkin bir rapor yayımlandı. Raporda, DAİŞ’in Êzidîlere yönelik soykırım işlediği belirtildi. DAİŞ'ten kaçanlar, dini liderler, sağlık personelleri, avukatlar, kaçakçılar, aktivistler ve gazeteciler olmak üzere toplam 45 kişiyle görüşülerek hazırlanan raporda, DAİŞ'in Êzidîlere karşı katliamı ayrıntılı belgelendi. Raporda, 400 bin Êzidî'nin öldürüldüğü, köleleştirildiği veya diğer suçlara maruz bırakılarak yok edilmeye çalışıldığı da kaydedildi.
Nisan 2020’de ise ilk kez bir DAİŞ üyesi soykırım suçundan yargı önüne çıktı. Almanya Federal Başsavcılığı, Iraklı Taha El-C.’yi “yabancı bir terör örgütü üyesi olmak, insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım” gerekçesiyle yargıladı.
UCA: DÜNYA KÖR, SAĞIR, DİLSİZ
Katliamın bugün 7’nci yılına girdi. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Êzidî olan Batman Milletvekili Feleknas Uca, 74’üncü Ferman’ın yıldönümünde, tüm uluslararası devletlerin Êzidî katliamına karşı “kör, sağır, dilsiz” yaklaştıklarını söyledi. Tarihten bu yana katliam için farklı yöntemlerin denendiğini belirten Uca, değişmeyenin her zaman bir ulusu yok etme isteği olduğunu ifade etti. Uca, şunları kaydetti: “Tüm dünyanın gözü önünde ve barbarca, Êzidîlere katliam yapıldı. Kürdistan tarihi katliamlarla dolu. Dersim katliamına baktığımızda Munzur kana bulanmıştı. Kürt Alevi kadınları katledilmiştir. Dağlara sığınan kadınlar uçurumlardan atılmıştı. Ermeni katliamında olduğu gibi Sivas’ta da Alevilere yapılanlar, yok etme politikasıydı. Ermeni katliamında insanlar komşularına, çevrelerine ve köylülerine sığınabildi. Ermeni çocukları korundu. Êzidîler de o süreçte Ermenileri korudu. Fakat Şengal’de yaşanan katliamda farklı bir durum ortaya çıktı. Êzidîler korunmadı” diye belirtti.
DAİŞ KATLİAMI DUYURMUŞTU
Şengal katliamından kısa süre önce DAİŞ tarafından dağıtılan el bildirilerinde Êzidîlere karşı yapacakları katliamın duyurusunun yapıldığını ifade eden Uca, “Êzidî bayramına kısa bir süre kala DAİŞ el bildirisi dağıtıp, Êzidîlere mesaj vermişti. Biz DAİŞ’in eylem hazırlığında olduğunu herkese duyurduk. Güney’e (Federe Kürdistan) söyledik, tüm dünya biliyordu. Çünkü bu haberler her yerde yayınlandı. Ancak ne oldu? Kimse onların bu tehdidini ciddiye almadı, hatta duymadı. Katliam başlayınca herkes Şengal’den kaçtı. Êzidîleri bir başına bıraktılar. Bazı aileler kızlarını, çocuklarını inandıkları güvendikleri kirvelerinin yanlarına bırakmak istedi. Bunlar onların güvendikleri kişilerdi. Ancak kirve dedikleri kişiler Êzidî kadın ve çocuklarını DAİŞ’e teslim etti. Êzidî katliamının bir diğer farkı da kadınlar pazarlarda satıldı. Aslında dünyada yaşanan tüm katliamlara bakıldığında ilk defa bir katliama uğrayan halkın kadınları pazarlarda satıldı. Dünyanın gözü önünde Musul’da Êzidî kadınlar satıldı” şeklinde konuştu.
ŞENGAL’İ UNUTTULAR
Katliamcı zihniyetlerin tek amacının olduğunu dile getiren HDP’li vekil Feleknas Uca, Êzidîlerin de köklerinden koparılmak istendiğini kaydetti. Uca, “Amaçları başta kadınlar olmak üzere toplumu köklerinden, inançlarından koparmak ve Şengal’i boşaltmaktı. Bunu kadınlar üzerinden yapmak istediler. Kadınları Kürdistan değerlerinden uzaklaştırmak istediler. Êzidîleri Kürtlük değerlerinden de uzaklaştırmak istediler. Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler, uluslararası güçler, Avrupa ülkeleri Şengal katliamını kabul etti. Ancak hala DAİŞ çeteleriyle ilgili karar verilmedi. Evet, kabul edildi ancak katliamın hesabı sorulması gerekirdi. Lahey’e başvurulması için şahit istiyorlar. Êzidî katliamına tüm dünya şahit oldu. O gün kendi imkanlarıyla kaçanlardan tutun da DAİŞ’den kaçanlara kadar ve orada kalanlar hepsi şahit. Video ve fotoğraflar yeterli değil mi yargılama için? DAİŞ çeteleri tüm dünyanın gözü önünde katliam yaptı. Ancak yargılanmadılar. Avrupa devletleri Şengal’i unuttu. Uluslararası devletler sadece birkaçı DAİŞ’in elinden kurtarılan kadınları ön plana çıkararak, ‘Bakın biz onlara sahip çıkıyoruz’ diyerek, Şengal’in diğer kayıp olan kadınlarını unutturdular” diyerek, tüm dünyanın Êzidî katliamına kör, sağır ve dilsiz yaklaştığını belirtti.
ŞENGAL NEDEN BOMBALANIYOR?
Hala 3 bin Êzidî’nin DAİŞ’in elinde olduğunu hatırlatan Feleknas Uca, “Mesela bu kadınları sınırlardan geçirdiler. Bir Türkmen aile 2 Êzidî çocuğu Şengal’den kaçırıp Kırşehir’e getiriyor. Yurtlara teslim ediyor. Türkiye neden o aileye hesap sormadı, neden bir yargılama yapılmadı? Bugün Türkiye sayısız kez Şengal’i bombaladı. Neden uluslararası devletler ve Avrupa sessiz kaldı, neden kınamadılar? Türkiye Şengal’den ne istiyor? Êzidîlerin gelip Türkiye’yi tehdit eden bir girişimi oldu mu? Görülmüş müdür bir Êzidî gelip Türkiye’ye zarar verdiği?” diye sordu.
Katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala yüzbinlerce Êzidî’nin kamplarda yaşadığını kaydeden Uca, “Bu büyük bir ayıptır. Tüm dünyada gerekli girişimler yapılması gerekiyor. Şengal’in yeniden inşası için yardım etmeleri gerekiyor. Şengal ve Şengal’dekiler ayakta kalmaya çalıştı. Kadın meclisleri, gençlik meclisleri kurdular; savunma meclisleri kuruldu. 2014’de YBŞ gibi askeri bir gücü olsaydı, bu katliam yaşanmayacaktı. Dün dünya kör, sağır, dilsiz olurken, Êzidîler Şengal’in yeniden inşası için yaralarını sarmaya başladı” dedi.
HESABI HALA SORULMADI
3 Ağustos’un hesabının hala sorulmadığını söyleyen Êzidî vekil Feleknas Uca, “Tüm devletlerin parmağı var bu katliamda. 3 Ağustos büyük bir yara hala, özellikle Kürt kadınları için daha büyük bir yara. Êzidî kadınların şahsında tüm kadınlara bir saldırı oldu. Êzidî bir kadın, DAİŞ’in eline geçmemek için -biz bunu Dersim’de de biliyoruz- Şengal’de dağlardan kendini atıyor. Ortak bir acı, ortak bir yara. O nedenle 3 Ağustos günü herkes bu yarayı içinde hissederek, Êzidîlerin sesine ses olmalı” diye konuştu.
MA / Arjin Dilek Öncel